Kocasakal; “Cumhurbaşkanının aksine Avrupa ve FETÖ ‘Evet’ diyor”

İstanbul Barosu eski Başkanı Avukat Ümit Kocasakal, Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğünde Karabük’e gelerek “Karabük Anayasa Paketini Konuşuyor” konulu konferansa katıldı. 

Kocasakal; “Cumhurbaşkanının aksine Avrupa ve FETÖ ‘Evet’ diyor”
Yayınlama: 08.04.2017
Düzenleme: 15.06.2020
8
A+
A-

İstanbul Barosu eski Başkanı Avukat Ümit Kocasakal, Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğünde Karabük’e gelerek “Karabük Anayasa Paketini Konuşuyor” konulu konferansa katıldı. 
Türkiye’yi karış karış gezerek referandumda neden ‘HAYIR’ denilmesi gerektiğini vatandaşlarla buluşarak anlatan İstanbul Eski Baro Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal ve İstanbul Barosu Eski Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek, bugün Karabük’e geldi. 
Kent Meydanı’nda Karabük Belediyesi Nikâh ve Konferans Salonunda düzenlenen Konferans, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Açılış konuşmasını yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Karabük Şubesi Başkanı Semiha Karaoğlu, “16 Nisan halkoylaması herhangi bir siyasi partiyi tercih etme oylaması değildir. Bu defa oylarımızla, Türkiye’nin geleceğini, kaderini belirleyecek olan ve değişmesi artık uzun süre mümkün olmayan devlet şeklini ve yapısını oyluyoruz. Milletin kaderini, geleceğini ve karar yetkisini tek kişiye teslim etmek isteyenler evet, Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir diyenlerse hayır diyeceklerdir” dedi. 
Konuşmasının sonunda, sandığa gitmemenin EVET’e hizmet olacağını hatırlatan Karaoğlu, tüm vatandaşları 16 Nisan’da sandığa gitmeye davet etti. 
“Bir devlet tek bir akla emanet edilir mi?”
İstanbul Barosu eski Başkanı Avukat Ümit Kocasakal, yalanların çok fazla olduğu bir referandum yaşıyoruz diyerek sözlerine başladı. 
Avukat Ümit Kocasakal daha sonra; “Sayın Cumhurbaşkanı 15 Temmuz sürecinden sonra çıktı ve ‘beni kandırdılar, Rabbim de milletim de affetsin’ dedi. O sözler üzerine şunu söylemiştim; ‘Rabbimin ne yapacağını ben bilemem ama millet affetmez.’ Sonra geçtiğimiz günlerde ‘ben kimse tarafından aldatılmadım, kandırılmadım’ dedi Sayın Cumhurbaşkanı. 3 ay önce söylediğin ortada, bugün söylediğin ortada. Hangisine inanacağız? Kampanyanın başında ‘HAYIR’ diyen yurttaşlarını, terörist ilan etti. Dünde diyor ki, ben kimseyi terörist ilan etmedi. ‘HAYIR’ diyenlerde makbuldür, saygındır. Her şeyi bir kenara bırakıyorum. Bir devletin, bir ülkenin güvenliği böyle bir akıla veya tek bir akıla emanet edilebilir mi?” dedi. 
“Evet çıkarsa 600 yıl geriye gideceğiz”
İstanbul Barosu Eski Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek, konferansta yapmış olduğu konuşmada; “Her ülkenin bir sistemi olur. Bu binanın sistemi olmasa çöker altında kalırız. Diğer kanunlar, normlar hiyerarşisinde o kolanlar kirişler üzerinde ara dolgular gibidir.  Bir ülkenin, yönetiminde ekonomik ilişkiler sosyalizm üzerine inşa edilmişse emek eksenli bir anayasa olur. Ülkenin rejimi ona göre kurgulanır. Eğer bir ülkede kapitalist sistem varsa anayasa buna uygundur. Genellikle parlamenter demokrasi diye adlandırılır. Buna uygun belli kurumlar oluşur. Bir fark vardır, o da ülkelere göre değişkenlik göstermesidir. Örneğin Güney Afrika’daki, Fas, Tunus ya da Cezayir gibi ya da Libya gibi ülkelerde,  Avrupa’daki gibi klasik bir demokrasi geçmişi olmadığı için, demokratik kurumlar ya da hukuki kurumlar Avrupa’dan farklıdır. Biz şu anda bu evreleri eksikleri, emsalleri vererek anlatacağız. Osmanlı’da padişah var. Padişahlık sıfatını taşıyan kişi aynı zamanda halife, yani peygamber vekili. Dolayısı bir boyutu ile din referanslı teokratik bir uygulama var. Osmanlı 1683 Viyana’da yeniliyor, bozguna uğruyor ve çok ağır hükümler içeren 1699’da Karlofça antlaşmasını imzalıyor. Ve yenilgiler peş peşe geliyor. Ve Osmanlı orta Avrupa ki Almanya, Avusturya piyadeleri karşısında yeniliyor. Ne kadar çaba gösterse de başarı sağlayamıyor. Ben Batı karşısında sürekli yeniliyorum kendime çekidüzen vermeliyim deyip yeniçeri ocağı kaldırılıp askeriyede ve diğer alanlarda yenileşme çabaları başlıyor” dedi. 
Avrupa “Evet” Diyor
Avrupa’nın ‘evet’ oylarının geride kaldığını görünce harekete geçip, Almanya ve Hollanda ile kriz çıkardığını öne süren İstanbul Barosu eski Başkanı Avukat Ümit Kocasakal, “Avrupa Türkiye’de evet cephesinin kazanıp, yetkilerin tek adamda toplanmasını sağlayıp, ülkeyi ele geçirmek istiyor. Genel seçimlerde verilen oyun telafisi olur ancak referandumda verilecek oyun telafisi olmaz. Milletimiz egemenliğini kimseye vermesin, Çanakkale’de dedelerimiz Kurtuluş Savaşı’nda egemenlikleri için şehit oldu. Vatandaşlarımız, 16 Nisan’da hayır diyerek 23 Nisan Bayramı kutlamalarını 1 hafta önceye çekebilir” dedi.
Dünyada Eşi Benzeri Yok
Referandumla Türkiye’ye getirilmek istenen sistemin dünyada var olmadığını savunan Kocasakal, “Yeni sistemle tek kişi üzerinden ülkeyi teslim alıp, Sevr anlaşmasını güncellemek istiyorlar. Türk halkı var olmak ya da olmamak, demokratik hayat içinde yaşamak ya da yaşamamak arasında tercih yapacak. Türkiye ya kazanacak ya da kaybedecek, hiçbir yurttaşımız takım tutar gibi hareket etmesin” dedi. 
FETÖ “Evet” Diyor
Türkiye’de geçilmek istenen sistemin 1990’lı yıllarda ABD, Avrupa ve İsrail tarafından kurgulandığını ifade eden Kocasakal, “Çetebaşı Fetullah Gülen, cemaat lideri kılığında 1997’de, ‘Başkanlık sisteminin alt yapısı hazırlanacak, halk da buna hazırlanmalıdır. Selahiyetleri genişletilmiş Cumhurbaşkanı sistemine sıcak bakıyorum’ demiştir. Bu sözler burnunu silmekten aciz olan adamın sözleri olamaz. CIA’nın sözcülüğünü yapmıştır. Graham Fuller, 1990’lı yıllarda Yeni Türkiye isimli kitabında Osmanlıcılık ve ılımlı İslam’a nasıl geçileceğini, yani bugünleri anlatmıştır. ABD, AB ve İsrail, Türkiye’yi tek kişi üzerinden teslim almak istiyor. Bunun için tüm yetkileri elinde bulundurmak isteyen partili Cumhurbaşkanlığı sistemini destekliyorlar” dedi. Kaynak: Kocasakal: “Avrupa ve FETÖ ‘Evet’ diyor!” 
Konferansa, Karabük Baro Başkanı Rıdvan Erdoğan, CHP İlçe Başkanı Mehmet Duru, Muhtarlar Derneği Başkanı İbrahim Harmanbaşı, Siyasi Partiler ve Sivil Toplum Kuruluşlarının yanı sıra yüzlerce vatandaş katıldı. 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.