Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun politika faizini 6,5 baz puan artırmasını değerlendiren Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, borçlanmayı önlemenin faizden kurtulmayı sağlayacağını söyledi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, Hafize Gaye Erkan başkanlığında ilk kez toplandı. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 8,5’ten yüzde 15 düzeyine yükseltilmesine karar verdi.
Bir takım ziyaretler için Karabük’e gelen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, faiz artırımını değerlendirdi.
Erbakan, “Politika faizinin arttırıldığı haberini burada Karabük’te aldık. Tabii bu politika faizinin arttırılması veya indirilmesinden ziyade faizden kurtulmanın yolu borçlanmanın önlenmesidir. Bunu Yeniden Refah Partisi olarak uzun zaman ifade ediyoruz. Devletin kamunun borçlanmasının önlenmesi için tek bütçenin gerçekleştirilmesi hem yerel yönetimlerde merkezi hükümettir. Aynı zamanda milli kaynak paketleriyle kaynak üretilmesi son derece önemli. Vatandaşın borçlanmasının önüne geçmek için de alım gücünün arttırılması. Yani refah seviyesinin, alım gücünün, gelir düzeyinin arttırılması böylece krediye, bankaya, borca ihtiyaç duymayacak bir hale getirilmesi” dedi.
“Tabii özel sektörün borçlanmasının önüne geçmenin yolu da yine özel sektöre yapılacak teşvikler, hibeler, enerji maliyet azaltılması, vergilerin düşürülmesi ve böylece hem üreticinin, özel sektörün hem de aynı zamanda vatandaşların ve devletin, kamunun borçlanmasının önüne geçilmesi önemli” diyen Erbakan, “Bunu her zaman ifade ediyoruz. Bunun örneği 54. hükümette merhum Erbakan Hoca’mızın, başbakanlığına da gerçekleştirildi. Orada denk bütçe ve havuz sistemiyle yani kamutek hesabıyla devletin borçlanması durduruldu. Borçlanma olmaması demek faizden de kurtulmak demektir. Bunu burada bir kez daha ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Faiz kararının açıklamasının ardından kurdaki yükselişi de değerlendiren Erbakan, “Faizin artmasını engellemek için de mutlaka yine borç, faiz ekonomisinden kurtulmak. Üretim ve ihracat ekonomisine geçmek lazım. Dövizin bu şekilde artmasının en önemli sebebi, 12 aylık bir sürede geri ödenmesi gereken dış borç miktarının 200 milyar dolara ulaşması ve cari açığın da yıllık 50 milyar dolar seviyesine ulaşması. Dolayısıyla bu geri ödenmesi gereken dış borç vadesi gelmiş. 12 ay içerisinde ve bir yılda finanse etmeniz gereken cari açık, toplamda iki yüz elli milyar dolar oluyor. 250 milyar doları yıllık olarak bulmanız lazım 12 ayda. Bu vadesi gelen borcu ödemeniz finanse etmeniz lazım. 250 milyar dolar yıllık demek, ayda 20 milyar dolar demektir. Neredeyse her bir gün bir milyar dolara yakın bir döviz ihtiyacı içinde olmanız demektir. Dövize olan bu yüksek taleple döviz kurlarının sürekli olarak artmasına yol açıyor. Asıl sebep olarak bu” diye konuştu.
Dış borcun ortadan kaldırılmasının üretimle, ihracatın artırılması, özellikle de katma değerli ihracatın gerçekleştirilmesiyle gerçekleşeceğini aktaran Erbakan, şunları söyledi: “Bütün bu anlattıklarımız, başından beri söylediklerimiz bizim hep olarak borç, faiz, zam vergi ekonomisi yerine üretim, istihdam ve ihracat odaklı ekonomiye geçiş tek bütçenin mutlaka gerçekleştirilmesi, kamuda israfın önlenmesi ve kaynak ihtiyacının borçlanarak zamla vergiyle millete yük yükleyerek veya da devlet varlıklarını satıp yok ederek değil milli kaynak paketleri harekete geçirilerek kaynak ihtiyacının karşılanması. Bu aslında milli görüşün ekonomi modelidir. 54. hükümet de bu uygulanmıştır. Bugün de yine ekonomik sıkıntılara çare olması için bu adımların atılması gereklidir.”