AK Pasrti Karabük Milletvekili Prof. DR. Burhanettin Uysal, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda Laik sistemin ve laik eğitimin örselenmesini ve bunun toplumda yaratacağı sorunların araştırılması, tespit edilmesi ve uygun çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla CHP’nin verdiği Meclisi Araştırılması açılması önergesi aleyhinde söz aldı
AK Pasrti Karabük Milletvekili Prof. DR. Burhanettin Uysal, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda Laik sistemin ve laik eğitimin örselenmesini ve bunun toplumda yaratacağı sorunların araştırılması, tespit edilmesi ve uygun çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla CHP’nin verdiği Meclisi Araştırılması açılması önergesi aleyhinde söz aldı.
Uysal yaptığı konuşmada; “Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; CHP’nin laik sistemin ve laik eğitimin örselenmesi ve bunun toplumda yaratacağı sorunların araştırılması, tespit edilmesi ve uygun çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırma önergesi aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
AK PARTİ olarak, sürekli, laiklikle bir sorunumuzun olmadığı her ortamda partimizin liderleri tarafından, yöneticileri tarafından defalarca belirtilmiş olmasına rağmen belirli aralıklarla, temcit pilavı gibi, sürekli olarak AK PARTİ’nin laiklik karşıtı tutumlar içerisinde olduğu belirtilmektedir. Ama cumhuriyetin kurulduğu günden bu tarafa, AK PARTİ’nin iktidara gelmesinden bu tarafa AK PARTİ öncesiyle AK PARTİ dönemini mukayese ettiğimiz zaman AK PARTİ iktidarı döneminde toplumda -huzurun- laiklik karşıtı gösteri, vatandaşın huzursuzluğunun en aza indiğine siz de şahitlik edeceksiniz.
1980 ihtilaliyle birlikte zorunlu din dersinin okutulması gündeme gelmiş. Ne zaman AK PARTİ olarak “Anayasa’yı değiştirelim.” dediğimiz zaman buna en fazla karşı çıkan muhalefet olmuştur. Millî eğitim sistemi içerisinde zorunlu din dersi de okutulmuyor, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi okutuluyor, sadece bir mezhep öğretilmiyor, bütün dinlerin öğretileri tüm gençlere anlatılmaya çalışılıyor. Ama Türkiye’de yaşayan nüfusun yüzde 99’u Müslüman olarak kabul ediliyorsa ve İslam, kültürümüzün bir parçasıysa millî eğitim sistemi içerisinde Türk kültürünü oluşturan İslam dinini anlatmaktan daha güzel ne olabilir? İslam diniyle birlikte tek dinli dinlerden tutunuz da diğer akıllara kadar hepsi anlatılmaktadır. Bunun çok fazla tartışılmasının Türk millî eğitim sistemine veya örf ve adetlerimize ne katkısı olacağını merak ediyorum.
Benden önceki konuşmacı arkadaşlar sadece bir mezhebin, bir dinin anlatıldığını ve millî eğitim sisteminde özellikle öğretmen atamalarında tek bir cemaat mensuplarının atandığını ve bunun da laikliğe aykırı olduğunu söylüyor.
Şimdi, mevcut sistemde, merkezî yerleştirmeyle yapılan öğretmen atamalarında bir cemaate mensup insanların atamasını nasıl gerçekleştireceğiz? Üniversitelerde araştırma görevlilerini, öğretim üyelerini seçerken laiklik sistemini yıkmak adına burada nasıl bir tercihte bulunacağız? ALES sınavına girip 70 ve üzeri almayan bir araştırma görevlisinin hangi cemaate mensup olursa olsun öğretim üyesi, araştırma görevlisi, öğretim görevlisi olma şansı var mı?
Bizim burada top çevirerek medeni toplumlarla yarışma şansımız yok. AK PARTİ’nin laikliğe karşı her türlü eylemlere karşı olduğunu belirtiyoruz. Bizim burada Meclis olarak yapacağımız tek bir şey var. Gelecek nesillerimizi, çocuklarımızı daha iyi nasıl yetiştiririz, onlar dünyayla nasıl rekabet edebilir, bunun ayrıntılarını konuşmamız gerekiyor.
Ama ben size bir Çin atasözüyle karşılık vermek istiyorum. Eğer bir yıl sonrasını düşünüyorsanız pirinç ekin, on yıl sonrasını düşünüyorsanız fidan dikin, ağaç dikin, yüz yıl sonrasını düşünüyorsanız insan yetiştirin. Demek ki bizim on dört yıl içerisinde bir insanı, bir toplumu değiştirmemiz söz konusu değildir.
Toplumun gereklerine, ihtiyaçlarına göre insanları eğitmeye çalışıyoruz. Her şeyden de önemlisi, devletimiz ile milletimiz arasında uyumu sağlamaya çalışıyoruz. Laikliğin temeli nedir? Devlet ile din ilişkilerinin düzenlenmesidir yani devletin dinî inanışlara müdahale etmemesidir. Ama bugüne kadar hep birlikte yaşamadık mı? Devlet dini hep düzenleme, müdahale etme ihtiyacını duydu. Ne çabuk unuttuk üniversite kapılarında ağlayan gençleri.
Şimdi, burada ortak bir dili, ortak bir aklı oluşturmamız lazım. “Ben senden daha laikim, sen benden daha laiksin.”le bir yere gitmemiz mümkün değil. Hepimiz bu geminin içerisindeyiz. Biz insan yetiştirme gayreti içerisindeyiz. AK PARTİ iktidara gelene kadar yüz binlerce öğrencinin üniversite kapılarında kaldığını, “İmam-hatip okullarına karşıyız.” derken bununla birlikte mesleki ve teknik eğitimi körelttiğimizi ve bugün hâlâ sanayiye gittiğimiz zaman mesleki ve teknik eğitim alanında yetişmiş eleman ihtiyacının had safhada olduğunu göreceksiniz.
Evet, bizden önce yaşanılan laiklikle ilgili sorunların AK PARTİ döneminde tek tek çözüldüğü, her ne kadar Cumhuriyet Halk Partisi laikliğin örselendiğini ifade etse de AK PARTİ iktidarı döneminde toplum ile devlet arasında bir uzlaşma sağlanmış, üniversite kapılarından başörtülü öğrencilerimiz rahatça girer çıkar olmuştur.
Bizim için burada önemli olan insandır, bireydir. Biz insanı yaşatacağız ki devlet yaşasın. Şimdiye kadar tek bir mücadele vardı, devlet yaşasındı, bireyler yaşamasındı ama AK PARTİ iktidarıyla bunların tamamı değişti ve bundan sonraki günlerin de daha güzel olacağı kanaatiyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyor, grup önerisinin aleyhinde olduğumu tekrar belirtiyorum.
Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum” dedi.