Maliye Bakanı Şimşek: (4)
“5018 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 2006 yılından beri devlet tüzel kişiliği altında ve hazine birliği ilkesi gereğince genel bütçeli idarelerin tamamı tek bir raporl…
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “5018 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 2006 yılından beri devlet tüzel kişiliği altında ve hazine birliği ilkesi gereğince genel bütçeli idarelerin tamamı tek bir raporlama birimi olarak kabul edilmiş ve genel bütçenin tamamı için Bakanlığımızca mizan, faaliyet sonuçları tablosu ve bilanço oluşturularak Sayıştay ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Raporların gitmediği savı doğru değildir” dedi. Bakan Şimşek, Tbmm Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2014 Yılı Bütçesi’ne ilişkin yaptığı sunumda, 2012 yılı Kesin Hesap Kanun Tasarısı hakkında bilgi verdi.Geçen yıl, bütçe giderlerinin 361,9 milyar lira, bütçe gelirleri 332,5 milyar lira, bütçe açığının 29,4 milyar lira, faiz dışı fazlanın ise 19 milyar lira olarak gerçekleştiğini bildiren Şimşek, bütçe giderlerinin GSYH’ye oranının yüzde 25,6, bütçe gelirlerinin yüzde 23,5, bütçe açığının yüzde 2,1, faiz dışı fazlanın ise yüzde 1,3 olduğunu ifade etti. “Sayıştay’ın yapmış olduğu dış denetimi son derece önemsiyoruz” Sayıştay Kanunu’nun kabulünden sonra ilk defa bu yıl, 2012 yılı için Tbmm’ye sunulmuş olan “Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu”, “Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu”, “Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu” ile Genel Uygunluk Bildirimine ilişkin değerlendirmede de bulunan Şimşek, şunları kaydetti: “Öncelikle genel anlamda denetimi ve özellikle de Sayıştay’ın yapmış olduğu dış denetimi son derece önemsediğimizi belirtmek istiyorum. Raporlarında yer alan eleştiri, tespit ve öneriler için de kendilerine teşekkür ediyorum. 2012 yılı için hazırlanan Sayıştay raporlarını dikkatli bir şekilde inceledim. Raporlarda katıldığımız hususlar yanında Sayıştay’dan farklı düşündüğümüz hususlar da bulunmaktadır. Raporlardaki haklı tespit ve eleştiriler için yoğun bir çalışma başlattık ve gerekli mevzuat ve uygulama değişiklikleri için hazırlıklarımızı yapıyoruz.” “Raporların gitmediği savı doğru değildir” Sayıştay tarafından Meclise sunulan dört temel raporda ve kamu idarelerinin denetim raporlarında genel bütçeli idarelerin bazı mali tabloları üretemedikleri yönünde ortak bir eleştiri yer aldığını aktaran Şimşek, şöyle devam etti: “Bugün aslında üzerinde en fazla tartışılan husus buydu. 5018 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 2006 yılından beri devlet tüzel kişiliği altında ve hazine birliği ilkesi gereğince genel bütçeli idarelerin tamamı tek bir raporlama birimi olarak kabul edilmiş ve genel bütçenin tamamı için Bakanlığımızca mizan, faaliyet sonuçları tablosu ve bilanço oluşturularak Sayıştay ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Raporların gitmediği savı doğru değildir. Sadece Sayıştay’ın arzuladığı ama bizim üretmemizin imkansız olduğu raporlar gidememiştir. Ayrıca genel bütçeli her bir kamu idaresi, kendisine bütçeyle verilmiş ödeneklerin kullanımına ilişkin bütçe giderleri ve ödenekler tablosu ile taşınır kesin hesap cetvelini ayrı ayrı düzenlemiş ve Sayıştay’a sunmuştur.Sayıştay tarafından 2011 sonunda çıkarılan Yönetmelikle, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinden mizan, faaliyet sonuçları tablosu ve bilançolarını Sayıştay’a sunmaları talep edilmiştir. Sayıştay ile yaptığımız muhtelif toplantı ve yazışmalarda genel bütçeli idarelerin kendi adlarına borçlanamadıkları, gelir toplayamadıkları ve taşınmaz varlık edinemedikleri, ayrıca bu idarelerin kendine ait vezne ve banka hesabı bulunmadığından dolayı her bir idareye ilişkin mizan, faaliyet sonuçları tablosu ve bilançonun üretilemeyeceği, bunun imkansız olduğu, üretilmeye çalışılsa bile muhasebe standartlarına göre anlamlı sonuçlar vermeyeceği kendilerine ifade edilmiştir. Bunun altını çizmek istiyorum. Hiçbir kurum kendi başına borçlanmıyor, hiçbir kurumun mülk edinme anlamında bir tüzel kişiliği yok. Şu anda devletin sistemi bu. Devletin geneli için en ufak bir eksiklik yok. 25 milyon muhasebe kaydını verdik. Tüm detaylarıyla söylüyorum size. Sayıştay bunu istiyor, bunu vereceğiz ama nasıl? Gelin hep beraber kanunu değiştirelim, verelim.” “Tablolar verilmedi eleştirisi yerinde değildir” Tüm bunlara rağmen 2012 yılı için bu tablolar üretilmiş ve idarelerce Sayıştay’a teslim edildiğini vurgulayan Şimşek, “Dolayısıyla genel bütçeli idarelerin söz konusu tabloları vermedikleri eleştirisi yerinde değildir. Ancak söz konusu tablolar, hazine birliği ilkesi gereğince ve devlet tüzel kişiliği adına izlenmesi gereken ve herhangi bir idareyle doğrudan ilişkilendirilemeyen hesaplar nedeniyle idareler bazında anlamlı sonuçlar üretememiş, aktif ve pasifi denk olmamıştır. Söz konusu tablolar, genel bütçe için üretilen tabloların birer parçası olup genel bütçenin tamamı için düzenlenen mizan, faaliyet sonuçları tablosu ve bilanço bilgileriyle birlikte değerlendirildiğinde anlamlı olacaktır” diye konuştu. “Ortak bir çalışma grubu oluşturuldu” Soruna kalıcı bir çözüm bulmak üzere Ekim ayı başında Sayıştay ile biraraya geldiklerini ve ortak bir çalışma grubu oluşturduklarını anlatan Şimşek, grubunun çalışmalara başladığını, çalışmanın sonucuna göre, kamu idarelerince verilmesi gerekli, mümkün ve anlamlı olan her belge, hesap ve tabloları tespit edeceklerini söyledi.Bu çalışmaların zaman alacağını ifade eden Şimşek, aynı zamanda çıkacak sonuçlara göre yasal ve idari düzenlemeler ile muhasebe yazılımlarımızda köklü değişiklikler yapılması gerekebileceğinini altını çizdi. Şimşek, “Bu nedenle vardıkları mutabakat çerçevesinde mevzuat değişikliği yapılarak genel bütçeli idareler için makul bir geçiş dönemi gerekmektedir, sağlanmalıdır” dedi. Bakan Şimşek, 5018 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte Mali istatistik alanındaki faaliyetleri dünyanın gelişmiş ülkeleri seviyesine çıkardıklarını vurguladı. 2006 yılına kadar sadece genel bütçeli daireler ve katma bütçeli idarelerin bütçe hesaplarına yönelik olan istatistik derleme faaliyetlerini, kanunla birlikte mahalli idareler ve sosyal güvenlik kurumlarına da yaygınlaştırdıklarını anlatan Şimşek, 2008 yılında 5018 sayılı Kanunda yapılan değişiklik sonrasında ise uluslararası sınıflandırmalara uygun olarak faaliyetlerini kamu kaynağı kullanarak finanse eden diğer tüm kamu idarelerinin verilerini derlemeye başladıklarını kaydetti.Bu kapsamda, Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan “Resmi İstatistik Programı” çerçevesinde en küçük belde belediyesinden, Sosyal Güvenlik Kurumuna; sosyal tesislerden, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumuna kadar 6 bine yakın kamu idaresinin Mali verilerini derleyerek, bunlardan genel yönetim Mali istatistiklerini oluşturduklarını belirten Şimşek, derlenen istatistikleri “Resmi İstatistik Programı”na ekli veri yayınlama takvimine uygun olarak aylık, üçer aylık ve yıllık dönemlerle, programda yer alan gün ve saatte yayımladıklarını anımsattı. -Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu Bakan Şimşek, 5018 sayılı Kanun ve Sayıştay Kanununa göre Mali istatistiklerin Sayıştay tarafından Mart ayı içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “5018 kanuna göre Sayıştay’ın bu raporlara mart ayında bakması lazım ama genel yönetim için yıllık veriler Resmi İstatistik Programına göre mayıs ayı sonunda yayınlanmaktadır. Sayıştay tarafından hazırlanan Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunda, mart ayında genel yönetime ilişkin yıllık Mali istatistiklerin yayımlanamaması ve Kesin Hesapların hazır olmaması nedeniyle mali istatistiklerin değerlendirmeye tabi tutulamadığı belirtilerek, takvim uyumsuzluğunun giderilmesi yönünde öneride bulunmuştur. Biz Sayıştay’ın bu önerisini doğru buluyoruz. Raporda yer alan öneri doğrultusunda, takvim uyumsuzluğunu gidermeye yönelik mevzuat değişiklik önerimizi yakın bir zamanda takdirlerinize sunacağız.Sayıştay raporlarında genel olarak eleştirilen bir diğer husus, yedek ödenekten yapılan aktarmaların, yıl sonu gerçekleşmeleri üzerinden ilan edilmesi yerine başlangıç ödeneği üzerinden ilan edilmesidir.Meclis tarafından Bütçe Kanunu ile tahsis edilen yedek ödenekten yapılan aktarmaları; tür, tutar ve idareler itibarıyla yılın bitimini takip eden 15 gün içerisinde 5018 sayılı Kanunun 23’üncü maddesi hükmü çerçevesinde ilan ediyoruz. Kanunun söz konusu maddesi bütçeye konulan yedek ödeneğin yani başlangıç ödeneğinin ilanını zorunlu kıldığından her yılın ocak ayında yedek ödeneğe ilişkin ayrıntılar, başlangıç ödeneği üzerinden Bakanlığımızca ilan edilmektedir. Buna ilaveten, yedek ödenekten yaptığımız aktarmaların yıl sonu gerçekleşmelerini ise detaylı bir şekilde kesin hesap cetvellerinde gösteriyoruz. Bilgi vermeme gibi bir şey mümkün değil. dolayısıyla yıl sonu itibarıyla gerçekleşen yedek ödenek kullanımını şeffaf bir şekilde Tbmm, Sayıştay ve kamuoyuyla paylaşıyoruz.” Raporlarda yer alan diğer bir eleştirinin ise, merkezi yönetime dahil idarelerce 2012 yılında toplam 15,1 milyar lira tutarında ödenek üstü gider yapılması olduğunu ifade eden Şimşek, söz konusu ödenek üstü giderlerin yüzde 99,97’sinin personel giderleri ve Sosyal Güvenlik Kurumuna devlet primi giderleri ile çeşitli kanunlar gereği ödenek beklenmeksizin ödenmesi zorunlu olan giderlerden kaynaklandığını dile getirdi. Şimşek, ödenek üstü giderlerin sadece on binde 3’ü olan 4,9 milyon lirasının sorumluluk gerektiren giderlerden oluştuğunu, bunun en büyük kısmının üniversitelerden kaynaklandığını bildirdi. “Bakanlık olarak sorunun farkındayız” Raporlarda yer alan ve kendilerinin de katıldığı bir diğer eleştirinin ise kamu idarelerinin mülkiyetinde, kullanımında ve yönetiminde bulunan taşınmazların kayıt işlemlerinin mevzuatta belirtilen esas ve usullere uygun olmaması, taşınmazların değerleme işlemlerinin tamamlanmaması ve dolayısıyla muhasebe kayıtlarına ve Mali tablolara tam olarak yansıtılmaması olduğunu vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti: “Bakanlık olarak bu sorunun farkındayız. Bugün itibarıyla Hazinenin mülkiyetindeki taşınmazların miktar olarak envanter işlemlerini tamamlamış durumdayız. Yani eleştirinin bir kısmını biz şu anda yerine getirdik. Ancak, bu taşınmazların değer tespiti ve muhasebe kayıtlarına yansıtılmasında birtakım eksikliklerimiz bulunmaktadır. Bu eksikliklerimizi gidermek üzere gerekli hazırlıklara başladık ancak bunun için zamana ihtiyaçımız var. Bu doğru bir eleştiridir ve bunu yerine getireceğiz. Bu kapsamda Hazine taşınmazlarının, değerleme işlemlerinin tamamlanması ve muhasebe sisteminde izlenmesine yönelik Bakanlığımızca bir bilişim sistemi projesi başlatılmış olup 2014 yılının sonunda projeyi tamamlamayı hedefliyoruz. ‘Daha önce tamamlayın’ derseniz, insan kaynağı olarak mümkün değil. Bu bir eksiklik ve biz bu eksikliği tamamlayacağız.”- Tbmm