Kılıçdaroğlu “Onun adı artık ‘Başçalan’, Başbakan değil!”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 yaşındaki Berkin Elvan ile ilgili olarak “Ben isterdim ki Berkin için de ağlasın. Onun da ailesini arasın baş sağlığı dilesin. Bunu yaptı mı? Yok yapmadı. Bunu yapması için adam gibi adam olması lazım” diye eleştirdi.

Kılıçdaroğlu “Onun adı artık ‘Başçalan’, Başbakan değil!”
Yayınlama: 12.03.2014
Düzenleme: 15.06.2020
1
A+
A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Karabük mitingi için otobüsle kente geldi. Yaklaşık 10 keskin nişancı miting alanında bulunan binaların çatılarında konuşlandı. Çiçeklerle karşılanan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, yoğun bir kalabalığa hitap etti. Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata ve parti milletvekilleri de eşlik etti.

Alkışlar arasında kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde devleti namusla yöneteceklerini, halktan yana politika üreteceklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Karabük’e defalarca geldim. Bir kez daha geliyorum. Sizlerin desteği ile Karabük’e bir dahaki sefere Başbakan olarak geleceğim. Bize diyorlar ki ‘efendim CHP iktidar olursa, acaba devleti yönetir mi?” Hiç vatandaşın aklına geliyor mu acaba, ‘Devleti kuran biziz. Kurumları getiren, adaleti sağlayan, fabrikaları kuran, yedi düvelle mücadele eden, işsizliği önleyen biziz.’ Devleti namusumuzla yöneteceğiz. Devleti halktan yana politikalarla yöneteceğiz. Devleti kadın erkek eşitliğini sağlayarak yöneteceğiz” diye konuştu.

“BERKİN İÇİN DE AĞLASIN”

            15 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın gaz fişeği ile yaralanıp yoğun bakımda hayatını kaybettiği olayı hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Bu gün bizim müziğimiz yok. Bolu’da da Düzce’de de müziğimiz olmadı. Burada da yok. Bu gün Berkin Elvan’ı toprağa verdiğimiz gün. 15 yaşında bir çocuğumuz. Ben şunu söylemek isterim. Her anne ve baba için çocuk çok değerlidir. Her anne ve babanın çocuğu çok değerlidir. Sevginin odaklandığı kişi ailede çocuktur. Anneler babalar yemezler yedirmezler çocuklarını yetiştirirler. Daha iyi bir hayat sürsün diye büyütürler. Her anne veya baba çocuğunu ya gazete almak, ya da ekmek almak için gönderir. Çocuğun ilk tanıştığı kişi mahallenin bakkalıdır. Berkin’i de annesi bakkala gönderdi ama yoğun bakıma gitti. Babasının doğru dürüst bir işi bile yoktu. Ama bu gün o çocuğu biz toprağa verdik. Ben Karabük’ün vicdanına sesleniyorum. Neden 15 yaşındaki bir çocuğumuzu toprağa veriyoruz? Neden. Baskı kuruyorlar. Gaz fişeği ile çocuğu yaralıyorlar. Neden acaba? Gitti sanki Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmüş de Mısır’la ilgileniyor. Suriye’de insanın eline silah veriyor. Bu kabul edilecek bir şey değil? Mısır’da genç bir kız çocuğu gösterilerde öldü. O çocuk için ağladı. Ben isterdim ki Berkin için de ağlasın. Onun da ailesini arasın baş sağlığı dilesin. Bunu yaptı mı? Yok yapmadı. Bunu yapması için adam gibi adam olması lazım. Adam değilse ben ne söyleyeceğim ona?

EMEKLİLERE SESLENDİ

            Emeklilere önem verdiklerini ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, emeklilerin sandığa gitmesi gerektiğini vurguladı. Kendisinden başka emeklilerin hakkını savunan başka bir siyasetçi olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Karabük, Orta Anadolu’da biraz kuzeye doğru gerçekten de güzel bir kent. Güzel bir köydü. Burada maden çıkınca rahmetli İnönü bu fabrikayı kurdurdu. Diyorlar ki CHP’nin dikili ağacı yok. Bu küçük köy şimdi il oldu. Aynı zamanda 59 bin emeklisi ile emekliler kenti oldu. O kadar emekliye sesleniyorum. Emekliler aç mı? Emin misiniz? E siz Recep’e bu kadar imkan verirseniz o da sizi aç bırakır tabi. Malı o götürecek. Emekliler kenti emeklinin yüzünün gülmesi lazım. Emeklinin yaşamını huzur içinde geçirmesi lazım. Bir insan düşünün bütün yaşamı boyunca çalışıyor zamanı gelince emekli olacak. Emekli aylığı ile gül gibi geçinmesi lazım. Tabii onlar gibi geçinemez. Gerçekçi olmak lazım. Ama bir insanın ay sonunu huzur içinde geçirebileceği bir maddi imkanı olması lazım. Ama o bunları yapmadı. Size verdiği sözleri tutmadı. Ama sizler AK Parti’ye oy vermeye devam ettiniz. Sizler derken Karabük’e sesleniyorum. Bizim bir vekilimiz yok bakın. Ama İstanbul vekilimize dedik ki Karabük’ün sorunlarını siz dile getireceksiniz. Ben Türkiye’deki bütün emeklilere sesleniyorum, sizin hakkınızı benim kadar savunan ikinci bir siyasetçi yoktur” dedi.

“10 MİLYON EMEKLİ VAR, PARTİ KURSALAR BİRİNCİ OLURLAR”

            Ülkede 10 milyon emeklinin yaşadığını aktaran CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “10 milyon emekli var. Tek başına parti kursalar birinci olacaklar. Niye bölünüyorsunuz. Niye ayrışıyorsunuz. Sizin haklarınızı size teslim etmeyen kişiye neden oy veriyorsunuz?_ Devleti soyana oy verilir mi? O nedenle söylüyorum. Ben temiz siyasetten yanayım. Diyorlar ki, ‘CHP iktidar olursa, faizler yükselecek. CHP iktidar olursa dolar yükselecek, acaba üretim nasıl olacak?’ değerli arkadaşlarım CHP iktidar olursa, ‘Bu ülkede her kuruşun hesabını veren iktidar olacak. Kul hakkı yemeyen iktidar olacak. Cebini dolduran değil, vatandaşın cebi para görsün diye çalışan bir iktidar olacak.’ Bir ülkede siyasetçi zengin olursa, bilin ki halk fakirleşir. Siyasetçi niye zengin olsun. Siyasetçi aylık alır. Aylığı da sizin aylıklarınıza göre çok yüksek. O aylıkla geçiniyoruz. Eğer ben zenginleşirsem sizden getiriyorum. Onu sakın unutmayın. Ne diyordu’ Yırtık ayakkabı ile siyasete girdim.’ Sormayacak mısınız? ‘Yırtık ayakkabı ile siyasete girdin de dünyanın en zengin Başbakanları arasına nasıl girdin.” diye sözlerine devam etti.

17 ARALIK OPERASYONU

            17 Aralık 2013 tarihinde yapılan operasyonlara da değinen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ses kayıtlarının montaj olmadığını da anlatarak şöyle devam etti: “Beni mahkemeye veriyor. Neden ses kayıtlarını vatandaşa izletiyorsun diye. Allah aşkına bir Başbakan’ın oğlunun evinde 1 milyar dolar para olur mu? Bu para helal para mı haram para mı? Niye gidip bankaya yatırmıyor? Helal para olsa getirir bankaya yatırırsın. Ayakkabı kutularının içine koyacaksın. Bir şey daha unutmayın. Saat 08.02’de oğluna telefon ediyor. Oğlum diyor arama yapılıyor bakanların evlerinde yolsuzluk araması diyor. Sende evdeki paraları sıfırla diyor. Şimdi ben Karabüklülerin vicdanına sesleniyorum. Bir başbakan 17 Aralık’ta sabahın 8’inde hangi gerekçe ile oğluna telefon edip evdeki paraları sıfırlamasını ister. Ertesi gün saat 18’de dördüncü telefonu yapıyor. Oğlum diyor evdeki paraları sıfırladın mı? Babacığım bir miktar kaldı onu da karanlıkta yapacağız. Diyor ki şimdi ‘Bu ses kayıtları montaj.’ Kendisine çağrı yaptım. İyi niyetli bir siyasetçi olarak çağrı yaptım. Dedim ki eğer bunlar sahteyse montajsa, o zaman Telekomünikasyon Başkanlığı var. 76 milyonun kayıtlarının olduğu merkez. Madem 17-18 Aralık’taki oğlunun ses kayıtlarını açıkla. Açıkladı mı? Hayır. Niye açıklamıyor. Kardemir ne kadar gerçekçe o kayıtlar da o kadar gerçek. Herkes bilsin. Eğer bu kayıtlar sahte diyorsan, gayet basit. ABD’de firmalar var. Gönderir sorarsın rapor istersin. Kamuoyuna açıkla. Teklif ettik. Gönderdi mi? Hayır. Niye göndermiyor? Çünkü bende biliyorum Safranbolu ne kadar gerçekçe bu kayıtlar da o kadar gerçek.

“KAÇ LİRAYA DOYACAKSAN, BANA SÖYLE”

            Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisinin de işsizlik olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, işsizlikle ilgili de yaptığı konuşmasında şunları aktardı: “Bunların bir bakanı vardı. Hani dört bakan var ya. Önlerine dilekçe koydular. Sabahleyin istifa et. Başçalanı koruyacak şekilde bildiri imzala diye. Bu da niye istifa edeceğim dedi. Sen söyledin yaptım sen söyledin dedim. Ben değil senin istifa etmen lazım dedi. Bunu duyduk mu? Gördük mü televizyonların önüne çıktı ve konuştu. Montaj mı değil? Hırsızlığını sana söyleyen kim? Senin bakanın sana söylüyor. Şimdi ben buradan AK Parti’ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum. O yurttaşlarım onlar geldiler dediler ki, ‘Biz yolsuzluğu engelleyeceğiz. Yasakları kaldıracağız. Engelleri kaldıracağız’ Onlarda oy verdi.  Sizi kandırdılar, yalan söylediler. Ben ne dedim? Yalancıdan, hırsızdan Başbakan olmaz. İsterseniz gidin ABD’ye, ister Japonya, ister Kenya’ya sorun. Orada herhangi biri sen sorun hırsızdan Başbakan olur mu? Yalancıdan Başbakan olur mu? Olmaz. Bizim ülkemizde de yalancıdan ve hırsızdan Başbakan olmaz. Onun o koltuğu bırakması lazım. Hanımlar siz diyorsunuz ki ‘Tayyip istifa.’ İstifa eder mi? Oturmuş koltuğa. Bir eli yağda, bir eli balda. Kaç liraya doyacaksan, bana söyle. Bütün dünyaya kampanya açacağım. Parayı vereceğiz. Milletin yakasından düş. Efendim Karabük, güzel bir kentimiz. Emekli kenti Karabük aynı zamanda işsizlerin en yoğun olduğu kentlerden birisidir. Eğer bir evde bir işsiz varsa o evde huzur olmaz. Çünkü anne ve baba oğlunun kızının iş bulması ve evlenmesi için çaba harcar. Bütün emeklilere ve onların işsiz olan çocuklarına sesleniyorum. 11 yıldır iktidardalar. 11 yıldır sizin çocuğunuza iş bulmadılar. Ama onların çocukları ceplerinde dolar vardı. Euro vardı. Her şey vardı. Sizin çocuğunuz işsiz. Onların çocuklarının durumu çok farklı. 30 Ağustos’ta bu ülkede büyük başarılara imza attık. Şimdi 30 Mart geliyor. Yeni bir kurtuluş savaşını başlatıp halkın iktidarını kuralım. Söz mü? Bende size söz veriyorum. Kesinlikle kul hakkı yiyenden hesabını soracağım. Arada bir bana bir sürü laflar ediyor. Bu gün demiş ki ‘Benim İsviçre bankalarında hesabım vardı. Kılıçdaroğlu bunu ispat etsin.

“DENİZ BAYKAL GİBİ YAPSIN”

CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da İsviçre bankalarında hesabının bulunduğu yönündeki iddiaları İsviçre’ye dilekçe yazarak ispatladığını ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Deniz Baykal bizim eski genel başkanımız. Onun hakkında da aynısı denildi. Hemen İsviçre’ye dilekçe verdi. Kısa sürede bankalarda hesabı olmadığının belgesi geldi. Getirdi milletin önüne koydu. Bunun iki ayrı kaynaktan wikileaks belgelerinde ayrı hesaplar olduğu yazıldı. Sen temiz olduğunu düşünüyorsan git dilekçe ve yazıyı al getir buraya. Yazıyı aldı mı? Başvurdu mu? Diyor ki ‘Sen ispat et.’ Biz seninle beraber hesap açtırmadık ki? Düne kadar sana Sayın Başbakan diyordum. Onun adı artık Başçalan. Başbakan değil. Milleti soyacaksın, ondan sonra oy isteyeceksin.

“47 KADIN BELEDİYE BAŞKAN ADAYIMIZ VAR”

            CHP tarihinde ilk kez 47 CHP’li Kadın Belediye Başkan adayının olduğunu ifade eden CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Çok sayıda kadın kardeşim var. Size en içten selamlarımı ve saygılarımı sunuyorum. Bu seçimlerde bizim 47 kadın belediye başkan adayımız var. Cumhuriyet tarihinde parti açısından söylüyorum. Elbette ki az ama 47 bizim tarihimizdeki en yüksek rakam. Yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Avrupa’da hiçbir siyasi parti böyle değil. Gençlerin siyasette önünü açmak için yüzde 10 kotasını getirdik. Kadınlar üzerinden siyaset yapıyorlardı. İster başınız açık olsun, ister kapalı. Bütün annelerin ellerinden öpüyorum. O kadınların başörtüsü üzerinden siyaset yapıyor. Ben diyorum ki ‘Her ev sıcak, tencere kaynayacak.’ Çocuk mezun olmuş, ilköğretim de hocalık yapacak. Hayır diyor seni atamıyorum. Size sözüm atama bekleyen öğretmenler, CHP iktidarında atama bekleyen öğretmen diye bir şey olmayacak. İkinci sözüm çiftçiye gerekli desteği vereceğiz. Çiftçi mazotu beş liradan değil litresini 1.5 TL’den alacak. Geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan her ailenin sigortası olacak. O ailede kadının banka hesabına her ay asgari ücret kadar para yatacak. Diyorlardı ki sen bu parayı nereden bulacaksın? Son 17 Aralık operasyonunda yolsuzluğun boyutu 85 milyar avro. Türk Lirası ile 247 milyar. Eski para ile 247 katrilyon. İzmir ve diğer operasyonlar yapılmadı. Hesap yaptık bu parayla 2 milyon 831 bin işsizimiz var. Bunlara 8 yıl asgari ücret ödeyebilirsiniz. Veya 300 bin atama bekleyen öğretmen var. Atama yapıp bu parayla 30 yıl maaş ödeyebilirsiniz. Her emekliye ayda bir kez 25 bin lira ikramiye verebilirsiniz. Güneydoğu Anadolu Projesi, otuz tane Marmaray yapabilirsiniz. F16 uçağı alabilirsiniz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu. Dünyada hiçbir örneği görülmemiştir. Bir hükumet devleti soyar. Balık baştan kokar. Mısırda bir kızcağız öldü diye ağlıyordu ve şu işareti yapıyordu. Bunun adı dört bakan bir başçalan. Ayın 18’inde TBMM’ni olağanüstü toplantıya çağırdık. Fezlekeleri görüşeceğiz. O fezlekelerdeki rakamları söyleyeyim. Yolsuzluğun ne kadar büyük olduğunu öğrenin diye. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, tam çağlamış. 28 defada 52 milyon dolar götürmüş. Aldığı rüşvet. Bunları ben söylemiyorum. Ben yine Karabüklülerin vicdanına sesleniyorum, haram para ile umre yapılır mı? Yapılmaz mı? Zafer Çağlayan Rıza Sarraf’ın uçağına binip aile boyu Umre’ye gitmişler. Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, 10 seferde 10 milyon dolar götürmüş. Hani bu sabahın köründe telefon açıyor ya. Oğlum ne var. Babacım polisler bastı diyor. Ne kadar var oğlum diyor. 1 trilyon civarında babacığım diyor. Bunlar sahte değil. Mahkeme kararı ile tespit edilmiş ses kayıtları. Şimdi bunlara ne diyeceksiniz. Valilik yapmış bu adam. Karabük’ün vicdanına sesleniyorum. Ya helalden yana ya haramdan yana oy kullanacaksınız. Bu gün az önce bir ses kaydı daha düştü. Efkan Ala dönemin Başbakanlık müsteşarı. Bilal’ın evini basacaklar. Ama telefon ediyor. Bilal’in evine giden polisleri görevden alacaksınız. Egemen Bağış 3 seferde 1.5 milyon dolar götürmüş. Araştırdık, çikolata kutularında buna rüşvet gidiyor. Bir çikolata kutusuna 500 dolar sığıyor. Rıza Sarraf ona diyor ki parayı 500 bin 500 bin olarak gönderin. Ülkenin geldiği noktaya bakın. İnsanda biraz ar olur, edep olur, haya olur. Biraz ahlak olur. Az önce CHP olarak neler yapacağımızı söyledik. İlk dört ayda çıkartacağımız kanun siyasette ahlak kanunu olacak. Adalet kavramının içini boşalttılar. Adalet soylu bir kavramdır. Adaletin üzerine titrememiz lazım. Adalete müdahale ediyorlar. Açıyor telefonu, ‘Şu iş adamının mahkum olması lazım’ diyor. Kendisini devlet, kendisini hakim olarak görüyor.

“BAKANLAR BAYRAK ÖNÜNDE KALKMADI”

            Kırkpınar Güreşleri’nde bayrak selamlaması sırasında bakanların ayağa kalkmadığını öne süren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmalarını şöyle tamamladı: “30 Mart’ta yeni ve güzel bir Türkiye için. Barış içinde yaşayan bir Türkiye için. Kadın erkek eşitliği için herkesin ürettiği, herkesin kazandığı, adaletin olduğu bir Türkiye için sandık başına gidecek miyiz? Söz mü? Ve yeni bir Türkiye yapacağız. Devleti ayağa kaldıracağız. Bizim bir bayrak sevdamız vardır. Bayrak bizim onurumuzdur. Bayrak geçerken ve cenaze geçerken herkes ayağa kalkar. Geçen 40 pınar güreşlerine gittim. Sahada büyük bir Türk Bayrağı gezdiriyor. Her seyirci ayağa kalkıyorlardı. Bayrağa saygıdan ötürü. Şeref tribünün önüne geldi. Biz ayağa kalktık. Dört bakan ayağa kalkmadı. Şimdi ben AK Partili yurttaşlarıma sesleniyorum, bayrak bizim onurumuzsa, toprak uğrunda ölen varsa vatandır diyorsa o bakanları cezalandırmayan bir cümle dahi etmeyen AK Parti’yi cezalandırmaya hazır mısınız? Bende hazırım. Hep beraber mücadele edeceğiz. Gittiği yerlerde arada bir bana bir sürü laf söylüyor, küfürler ediyor. Hiç önemli değil, adam yerine koymuyorum ki. Rahmetli babam derdi ki ‘Oğlum sen doğru dur. Eğri belasını bulur.’ Geçen Eskişehir’de konuşmuş. Ne cibilliyet, ne ahlak hiçbir şey bırakmamış. Kullandığı cümleyi okuyorum, ‘Sen, benim evlatlarıma helal lokma yedirmediğim halde haramdan bahsedecek kalitede değilsin.’ Diyor. Allah büyüktür, allah söyletiyor. Ben evlatlarıma helal lokma yedirmedim, sen ne haramdan bahsediyorsun diyor. Ben ona üzülmüyorum, çocuklarına üzülmüyorum. Bir baba çocuklarına haramı öğretmez. Bunu yapmaz. Hırsızlık babadan oğula geçer diyordu. Evlattan babaya hırsızlık geçmez. Sadece baba oğul mu? Bütün aile devleti soyuyorlar. Nerede boş alan görseler villa yapmak istiyorlar.

Konuşmalarının ardından CHP Karabük Belediye Başkan Adayı Erdal Demir’i takdim eden Kılıçdaroğlu’na, Karabük ziyareti anısına çeşitli hediyeler verildi.

Miting alanında bulunan Battal Kalkancı isimli bir genç ise, alandaki bir binanın çatısına çıkarak intihar girişiminde bulundu. Çocuk Şube ekipleri tarafından ikna edilen Kalkancı çatıdan indirilirken, babasının cezaevinde olduğundan ailesinin zor durumda olduğu öğrenildi.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.