KESK’ten SOMA Yıldönümü Açıklaması!

KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ahmet Avdancı; “Yüreğimiz Soma’da! Öfkemiz Sokakta! Kaza değil, kader değil, fıtrat değil, katliam! Unutmayacağız, affetmeyeceğiz” dedi.

KESK’ten SOMA Yıldönümü Açıklaması!
Yayınlama: 13.05.2015
Düzenleme: 15.06.2020
2
A+
A-

Kamu Emekçileri Konfederasyonu Karabük Şubeler Platformu, 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Manisa’nın Soma ilçesindeki maden faciasının yıldönümü ile ilgili basın açıklaması yaptı.

ONEL AVM önünde bir araya gelen KESK Şubeler Platformuna, Karabük Üniversitesi öğrencileri de destek verdi.

KARDEMİR A.Ş.’de Salı günü meydana gelen iş kazasında hayatını kaybeden İrfan Yılmaz için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından bir açıklama yapan Avdancı, Bugüne dek iş kazalarında, işçi cinayetlerinde kaybedilen binlerce canın acısının yüreklerinde olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Başta ailelerinin ve hepimizin başı sağolsun. Biz aslında iyi biliyoruz. İş cinayetleri ve işçi katliamları kader değildir. Olmamalıdır, engellenebilir, durdurulabilir. Yeter ki, çalışmaların öznesine insan konsun.

Yüzyılın en büyük işçi katliamı olan Soma faciasının yıldönümüne yaklaştığımız bugünlerde 13 Mayıs 2014’te Soma’da yaşamını yitiren tüm maden emekçilerini anmak için, artık katliama dönüşen iş cinayetlerine dikkat çekmek için, sorumlularının açığa çıkartılması için, iş cinayetlerinin durdurulması için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak bir dizi etkinlik gerçekleştiriyoruz.

Öncelikle belirtelim ki, 13 Nisan’da başlayan, 301 maden emekçisinin ölümüne sebep olanların yargılandığı Soma davasının başından beri takipçisiyiz. Davada gerçek sorumluların açığa çıkarılması için de sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz.

Ne yazık ki böylesine büyük bir facianın ardından sorumluların görünen bir kısmının yargılandığı Soma davası bu haliyle kamuoyunu tatmin edecek bir tablo çizmemektedir.

Soma’da 13 Mayıs günü yaşanan facianın, bu katliamın sebebi, uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaştırma, örgütsüzleştirme, sendikasızlaştırma, köleci çalışma sistemi; kamu madenciliğinin yok edilmesi ve kamu kurumlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikiminin dağıtılması gibi neoliberal politikalardır.

Soma’da yaşanan kaza değil cinayettir. 301 maden emekçisinin ölümü kader değil katliamdır. Bu katliamın gerçek sorumluları ise hala kamuoyu önünde hesap vermemiştir.

Ülkemizde Soma gibi bir facia yaşandıktan sonra dahi her ay onlarca emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam etmektedir.

Türkiye’de özellikle AKP iktidarı döneminde uygulanan politikalarla üretim; teknik bilgi ve alt yapı olarak yetersiz, deneyimi ve deneyimli uzmanı bulunmayan kişi ve şirketlere bırakılmıştır. Kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş cinayetlerinin Soma’da olduğu gibi katliama dönüşmesine neden olmuştur.

Ülkemiz, iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tablo AKP’nin iktidara gelmesiyle daha da vahim bir hal almıştır.

Bugün ülkemizde uygulanmakta olan neoliberal ekonomi politikaları sonucunda iş güvencesinin azalması, esnek çalışma biçimleri, çalışma koşullarının ağırlaşması; özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaşmanın yaygınlaşması; sosyal güvenlik ve güvenceden yoksun kayıt dışı işçilik ve çocuk işçi çalıştırma, yasal düzenlemelerdeki yanlışlıklar iş cinayetlerinin başlıca nedenidir.

Bugün işçiyi her türlü korumadan uzak bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda çalışma yaşamı koşulları açısından hem hükümetin hem de kamuoyunun olağanüstü hassasiyetle üzerine eğilmesi gereken son derece olumsuz bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz tüm açıklığı ile ortadadır” 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.