Karabük Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Doğu Türkistan Akademisi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ‘Doğu Türkistan’ın Geçmiş ve Günümüz Türk Devletleriyle İlişkisi’ adlı konferans ile sona erdi.
Karabük Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Doğu Türkistan Akademisi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ‘Doğu Türkistan’ın Geçmiş ve Günümüz Türk Devletleriyle İlişkisi’ adlı konferans ile sona erdi.
Karabük Üniversitesi Yeniler Kulübü ve Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Karabük İl Temsilciliği iş birliğinde düzenlenen Doğu Türkistan Akademisi dört haftanın sonunda tamamlandı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen akademinin dördüncü haftasında ‘Doğu Türkistan’ın Geçmiş ve Günümüz Türk Devletleriyle İlişkisi’ konulu konferansta konuşmacı olarak Prof. Dr. Alimcan İnayet yer aldı.
“Doğu Türkistan toprakları asla vazgeçilemez Türk topraklarıdır”
Doğu Türkistan Türkleri ile Anadolu Türkleri arasındaki ilişkileri anlamak için tarihi iyi bilmek gerektiğini söyleyen İnayet, tarihi önemi şu şekilde ifade etti:
“Doğu Türkistan toprakları, Türk topraklarıdır. Türk’ün ata yurdudur. Türk kültür ve medeniyetlerinin beşiğidir. Çünkü Satuk Buğra Han, Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacib, Ahmet Yesevi ve daha sonralarda Ali Şir Nevai gibi Türk kültürünün büyük değerleri bu bölgede doğup büyümüşlerdir. Bu coğrafya Türk milli ve kültürel kimliğinin beslendiği topraklardır. Bu sebeple Doğu Türkistan toprakları asla ihmal edilemez, vazgeçilemez Türk topraklarıdır. Eğer bu topraklar elden giderse Türk milli kimliğinin temelleri sarsılmış olacaktır.”
Doğu Türkistan Türkleri ile Anadolu Türkleri arasındaki siyasi ve kültürel ilişkilerin Osmanlı döneminde yoğunlaştığını belirten Prof. Dr. İnayet, “Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde bu ilişkiler zirve noktasına ulaşmaktadır. Bu dönemlerde birçok alim, yazar ve sanatçı beyin göçüyle Anadolu topraklarına göçmüşlerdir. Ayrıca Osmanlı devleti, o dönemde kurulan Kaşgar Hanlığı’na top ve tüfeğin yanında eğitim vermek üzere subaylar da göndermiştir” dedi.
Prof. Dr.İnayet, Cumhuriyet döneminde de birçok Uygur Türkü’nün Türkiye’de eğitim gördüğünü dile getirerek, “1930 yılında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kurulduğunda Türkiye’den müfettiş olarak görevliler gönderilmekte ve hükumet çalışmalarına destek verilmektedir” ifadelerini kullandı.
Konferansın sonunda teşekkür konuşmasını yapan Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Karabük İl Temsilcisi Muhammed Akif Yağımlı öğrencilere Kudüs Akademisi’nin yapılacağının da haberini verdi.