Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Karabük Belediyesinin meclis onayından çıkan ve şehircilik ilkelerine aykırı bulunan Karabük revizyon imar planının iptal edilmesine Taşyapı Yönetim Kurulu Başkanı işadamı Tuncay Özcan sert bir dille eleştirerek, “Mimarlar Odası Karabük’te ve Türkiye’nin bir çok yerinde bana göre asli görevlerini yapmamakta. Sadece itiraz ve şikayet etmeyi asli görev olarak kabul etmekte” dedi.
Karabük’ün KARDEMİR ile birlikte hızlı yapılaşmayla kurulmuş planlama ve şehircilik eksiklikleri bulunan ve üçte ikisi gece kondu olan bir kent olduğunu belirten Tuncay Özcan, “Karabük birinci derece deprem kuşağında. Çerkeş’teki fay hattı çok yakınımızda. Kentsel dönüşümün bizim algıladığımız tarafı nedir?, insanların yaşadıkları, doğdukları ve büyüdükleri yerlerde anı değerlerini de koruyarak muhafaza ederek buralarda dönüşümün sağlanması ve Karabük’te daha güvenilir, daha sağlıklı daha modern çağdaş şartlarda insanların yaşamını sağlamak. Zaten kentsel dönüşümün mantığı da bu. Yani şu anda ben bile Karabük’ün üçte ikisi kendi tabutunun içinde yaşıyor. Bundan yıllar önce imar ve inşaatla ilgili yönetmelikler birçok defa değişti. Bundan 30 sene önce kullanılan demir kalitesi ile beton kalitesi ile şimdikiler farklı yani birçok şey farklı. Şuanda ki yapılar daha sağlıklı, güvenilir çağdaş ve uzun ömürlü binalar. Peki biz buralarda kentsel dönüşümü nasıl yapacağız? Bu kenti nasıl bir modern kent haline getireceğiz. İnsanları güvenli yapılara nasıl taşıyacağız? Zaten buralarda yaşayan insanların sosyo-ekonomik düzeyleri yeterli olsa, belki bu tip ihtiyaçlarda kalmayacak. Ama buralarda yapacağımız çalışmaların rantları çok yüksek çok para kazanılan işler değil. İnsanların buralarda yerlerini alıp imar şartlarını yerine getirmek suretiyle hem onları buralarda modern konutlara taşımak, hem de şehircik anlamında kente bir katkıda bulunmaktır. Bizim müteahhitler olarak misyonumuz bu” ifadesinde bulundu.
“ŞİKAYET ETMELERİNİN DIŞINDA AMAÇLARI NEDİR?”
Mimarlar odasının internet sayfasında ‘Karabük için sevindirici karar’ diye başlık atıldığına dikkat çeken Tuncay Özcan, “Bunun acaba neresi Karabük için sevindirici. Bence sevindirici bir tarafı yok. Çünkü niye sadece Dereevler projesi değil. Bugün Namık Kemal, Kurtuluş, Atatürk, Soğuksu, Kayabaşı, Fevzi Çakmak, Adatepe gibi birçok yerin kentsel dönüşüme ihtiyacı var. Bu karar diğer mahallerde ki, düşünceleri de baltalamıştır. Kentsel dönüşümde gayret gösterin diyen müteahhit arkadaşları da korkutmuş durumdadır. İşte biz bir şeyler yapıyoruz, çalışma yapıyoruz, yerler alıyoruz, bedeller ödüyoruz ama bir karar Mimarlar Odasından proje durdu, proje iptal edildi. Şehirde yapılan diğer yatırımlarla ne kadar alakadar oluyor. Mimarlar Odasının görevi sadece şikayet etmek midir? Sadece mahkeme açmak mıdır? Onların kuruluş misyonu ve amacı nedir? Şikayet etmelerinin dışında amaçları nedir, bunları da sorgulamak lazım” dedi.
“DAVULUN SESİ ANKARA’DAN HOŞ GELİYOR DEMEK”
İmar planın iptal edildiği Dereevler’de 159 tane 1960’lı yıllarda tek katlı, iki katlı yığma, inşaat kalitesi olarak bahsedemeyeceğimiz kadar kalitesi olmayan binalar var diyen Özcan şunları söyledi: “Bir çoğu da şu anda yıkık ve dökük durumda. Yarın insanlar buralara oturamadıkları için terk ettiler ve terk etmek zorunda kaldılar. Yarın buralar ne olacak. Güvenlik açısından zafiyet gösteren, yarın veya bir gün buralar tinercilerin berduşların yuvası olacak. Acaba o zaman Mimarlar Odası vicdanen rahat olacak mı? Veya başka imkanı olmayıp da başka eve taşınamayan, ev alamayan yarın bir gün depremde, yağmurda, fırtınada bunun altında kalıp birkaç kişi Allah göstermesin ölse, yaralansa Mimarlar Odası bundan mutlu mu olacak. Yani davulun sesi Ankara’dan hoş geliyor demek ki, yani Ankara’dan doğru dava açmak, böyle başlıklar atmak kolay geliyor. Acaba Ankara’daki yetkililer geldiler, burayı gördüler mi? Buradaki durumu fark ettiler mi? Kesinlikle zannetmiyorum. Bu diğer yapılacak kentsel dönüşümleri de baltalayan bir harekettir. Karabük ve şehir adına samimiyetten uzak bir harekettir. Bundan sonra bizler de Mimarlar Odasını takip edeceğiz. Asli görevlerini yapıp yapmadıklarını sorgulayacağız. Bu tür karar ve şikayetlerin kişi ve kurumlara göre değişip değişmediğini de sorgulayacağız. Bu proje için bu kararı vermekle her şey bitmiş değildir. Buz buradaki kanuni ve hukuki mücadelemizi yerine getireceğiz ve bunu sonuçlandırmaya gayret edeceğiz. Söylem olarak hava akımının kesildiğinden bahsediyorlar. Burada bizim konuşlandıracağımız binaların bizden vaziyet planını isteyip, bir bakıp hava akımının kesilip kesilmediğini acaba tespit ettiler mi? Burada kat izni resmi olarak yedi kattır. Yanı başında 17 katlı binalar var. Esentepe tarafında yüksek binalar var. Bunlar yapılırken bu hava akımı kesilmiyor muydu? Ben bu kararı tamamen samimiyetten uzak buluyorum. Burada fakir, fukaranın da başını sokacak bir ev almasına mani olunmuştur. Bu insanların şuan oturdukları binalarda yarın bir gün başlarına bir iş gelirse, bunun da tek sorumlusu Mimarlar Odasıdır. İnşallah Allah göstermez, kötü şeyler olmaz. Sonuç olarak ben halen Karabük’te konut ihtiyacının olduğunu düşünüyorum. Bunu Karabük’ün tüm mahallelerine yaymak, daha güvenlikli ve çağdaş yaşam alanları oluşturmamız gerekiyor”