Karabük eski Valilik Binası alanına yapılacak olan Cami ile ilgili olarak Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin bir TV kanalında CHP eski İl Başkanı Erdoğan Dinçel’le ilgili yaptığı açıklamalara Dinçel’den cevap geldi. Dinçel dün düzenlediği basın toplantısında ” Şimdi kendi üslubu ile ben ona soruyorum; Sen kimsin? Bana inancımı camiyi soracaksın. Sen ne yaptın Karabük’te bugüne kadar. Bu kadar başarısız kimliğinle sen kim oluyorsun demiş. Benim başarılı olup olamadığımı kendi siyaset yaptığım arkadaşlarım karar verir. Partim karar verir. Sen kim oluyorsun?” dedi
Belediye Başkanı Rafet Vergili geçtiğimiz günlerde BRTV tarafından hazırlanan programda eski Valilik binası alanına yapılacak olan cami ile ilgili görüşlerini aktarırken, CHP İl eski Başkanı Erdoğan Dinçel’e göndermede bulunmuştu. Konuşmasında Dinçel’i dini inancı ile eleştiren ve “Sen hiç camiye gittin mi” diye sorgulayan Vergili’ye gecikmeden cevap geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi eski İl Başkanı Erdoğan Dinçel düzenlediği basın toplantısında, Vergili’ye cevap verirken, hayli ilginç konulara da değindi.
Dinçel yaptığı açıklamada “Geçtiğimiz günlerde cami ile ilgili bir tartışma Karabük gündemine taşındı. Özellikle üzerine basarak söylüyorum, cami yeri ilgili bu olay beni cami karşıtı gibi yapmış oldu, öyle yansıtıldı. Cami olayı nasıl olurda Erdoğan Dinçel’in siyasi başarısızlığı, inancı ve Müslümanlığı gibi bir konuya geldi birden anlamakta güçlük çekiyorum. Erdoğan Dinçel’in 35 yıllık siyasi yaşamında hiç üslubu olmayan tarzı olmayan bir biçimde çok ağır eleştirilerle karşı karşıya kaldım. Öncelikle bunlara cevap verirken, Karabük halkının beni tanıyan insanların Erdoğan Dinçel’e yakışmayan bir üslup olmadığını bilmelerini isterim. Buna cevap verirken aynı seviyede veya seviyesizlikle cevap vermemeye gayret edeceğim. Eğer öyle olursa da şimdiden herkesten özür diliyorum. Şimdi farklı bir Erdoğan Dinçel olacağım. 30 -35 yıllık siyasi hayatım bana bir çok konuda eleştirme hakkı veriyor. En azından bir seçmen, Karabük’te yaşanan bir vatandaş olarak, vergi veren bir insan olarak Karabük Belediyesinin icraatlarını eleştirme hakkı veriyor. Ama Sayın Belediye Başkanına hiç bir şekilde Erdoğan Dinçel’in inancını, Erdoğan Dinçel’in Müslümanlığını, camiye gidip gitmediğini eleştirme hakkını kesinlikle vermez. Bu üslup çok çirkin bir üslup. Bir Belediye Başkanına yakışmayan seviyesi son derece düşük ve Belediye Başkanın konuşmaması gereken bir tarzda. Kullanmaması gereken bir tarzda üslup olduğunu ifade ediyorum. Sürekli Erdoğan sen kimsin? gibi karşılık bulduğunu görüyorum. Camiye giriyor musun diyor? Ben sana sordum mu sen kimsin ki bana soruyorsun. Şimdi kendi üslubu ile ben ona soruyorum; Sen kimsin? Bana inancımı camiyi soracaksın. Sen ne yaptın Karabük’te bugüne kadar. Bu kadar başarısız kimliğinle sen kim oluyorsun demiş.Benim başarılı olup olamadığımı kendi siyaset yaptığım arkadaşlarım karar verir. Partim karar verir. Sen kim oluyorsun? Benim ne kadar başarılı olup olmadığımı tartışırız. Ben 35 yıldır siyaset hayatının içindeyim. İki gün önce 8 Kasımdı. 8 Kasım anılırken insanlar Erdoğan Dinçel’i hatırlamıştır. Ben senin o gün ticaret yaptığın ekonomik ilişkilerin olan senin şahsında olmasa da şirketlerinin ekonomik ilişkisi olan Kardemir’in kurtarmak için büyük mücadele vermiş bir insanım. Sen bugün halen ayakta olan Kardemir’den para kazanıyorsun. Ben bugün Kardemir’den beş kuruş para kazanmadığım gibi Kardemir’e bir tek yakınımı, eşimi, dostumu hiç kimseyi işe sokmadım. Kardemir’de avukatlık da yapmadım maaş da almadım bazı siyasiler gibi. Ama sen kimsin bugüne kadar ne yaptın dediğin Erdoğan Dinçel’in verdiği emekler karşılığında bugün ticaret yaparak Kardemir’den para kazanıyorsun. Senin bugün fabrikan nerde? Bugün fabrikanın kurulu olduğu Organize Sanayi Bölgesinde Erdoğan Dinçel’in alın teri var, emeği var. Hatırlatmakta fayda var bazı şeyleri. Kendine çeki düzen vereceksin, ondan sonra konuşacaksın diyor…Uzun zamandır siyasetin içindeyim herkes biliyor hiç bir gün Erdoğan Dinçel’in kendisine çeki düzen vermesi gerektiği pozisyonda gördünüz mü? Allah için söyleyin. Ben hep ölçülü, kontrollü olmuşumdur. Eleştirirken bile adabına üslubuna göre eleştiririm. Ben benden önceki siyasileri, Milletvekillerini, Belediye Başkanlarını çok sert eleştiren biriydim. Ama siyaseten eleştiren biriydim. Ama bugün hepsi ile dostluk yapıyorum. Geçmiş Belediye Başkanları en yakın arkadaşlarım dostlarım. Ben Şinası Altıner’i Enver Tümen’i en ağır şekilde eleştiren siyasetçilerden biriyim. Ama bugün hala dostluklarım devam ediyor. Çünkü usulüne uygun adabımla eleştiren, hiç bir zaman kişiselleştirmeyen tavır koyan bin insanım. Sen kim oluyorsun bana çeki düzen ver diyorsun.Senin camide ne işin olur diyorsun. Sana bu görevi kim verdi, sen kimsin? Şimdi bu tabir yanlış. Cumhur ittifakının içinde dura dura o ittifak içindeki üslubu benimsemiş. Diyor ya sen kimsin ya? sen kimsin ya? diyor ya, aynı üslubu almış. Bunu kullanmaktan zül duyuyorum utanıyorum ama; cevap vermek durumdayım. Sen biraz terbiyeli olsana diyor bana. Ben Erdoğan Dinçel yıllarca Karabük Demir Çelik fabrikalarında çalışmış kok fabrikalarının zehirinde çalışmış daha sonra kanser olup hayatını kaybetmiş namusu ile alın teri ile çalışan Özgür Dinçel’in yetiştirdiği terbiye ettiği Erdoğan Dinçel’im. Sen terbiyeli olsana deme hakkına sahip değilsin. Sana Belediye Başkanlığı böyle bir hak vermez. Sen haddini bil. Sen kahve meyhane köşelerinde söylenen laflarla siyaset yapmaya kalkma. Ben bir yerde Rafet Vergili seçimi kazanırsa siyaseti bırakırım demişim. Bıraksana sen siyaseti diyor. Ben siyaseti bırakmam. Ben siyasetin ülkem için Karabük için vatanım için ideallerim için yaparım. İlla ki bir yere seçilmek için yapmam. Burada taban tabana zıt anlayışımız var. İkimizin anlayışı arasında büyük fark var. Ben bir yere seçilmek için siyaset yapan Erdoğan Dinçel değilim. Partimin hiç bir şekilde seçimi alma şansı olmadığı dönemlerde partimi temsilen aday olmuş Erdoğan Dinçel’im, sorumluluk alan Erdoğan Dinçel’im ben. Ben Milletvekili Belediye başkanı olursam diye siyaset yapmıyorum. Ölünceye kadar bu siyaseti yapacağım. İllaki siyaset yapmak bir yere aday olmak değil. Ölünceye kadar siyasetin içinde olacağım. Siyasete ara vermeyi düşünmüştüm, ama hiç heveslenme vazgeçtim, arkandayım, takip ediyorum seni rahat ettirmeyeceğim. Rahat edemeyeceksin. Bırakacağım diye de bekleme. Birde tehdit ediyor, bir daha konuşursan çok kötü yaparım diyor. Ben konuşuyorum. Çok kötü yapmaktan kastın ne bilmiyorum, kabadayılık anlamında mı? Yoksa benim ilgili bir şeyler söylemek anlamında mı? Eğer bana bir şey yapmayı düşünüyorsan her gün Karabük’teyim. Her gün belediyenin önünden geçiyorum. Eğer saatlerimiz uyuşmuyorsa istediğin saatte oradan geçerim. Elinden geleni ardına koyma. Ben konuşuyorum. Ama ben sana şimdi bir şey söylüyorum, sen bir daha bu seviye ile konuşursan bunun cevabını çok ağır alırsın, nerden başlarım, nerden bitirim inanın onu tahmin bile edemiyorum. Şimdi kendisine bunu söylüyorum.Sayın Belediye Başkanı yapmış olduğu konuşmada şöyle bir söz söylüyor Kanyon köprüyü benden başka kimse yapamazdı. Yapabilirsin, güzel şeyler yaptığında da ifade ediyoruz. Esentepe köprüsü kullanılıyor, Kanyon köprü Safranbolu ile Karabük arasında bağ oldu. Yararlı da oldu. Benden başka hiç kimse yapamazdı diyor. Ama Kent meydanını gerçekten senden başka kimse yapamazdı. Böyle bir kent meydanını Rafet Vergili’den başka kimse yapamazdı. Bunu da söyledim. O kent meydanına baktı ki işlevini sürdüremiyor, kullanımda değil görüntü hoş olmuyor, kent meydanına şehrin göbeğine luna park koydu. Bunu da Vergili’den başka kimse yapmazdı. Kent meydanına tam göbeğine en güzel yerine, oraya çadır tiyatrosu gibi bir takım cemaatlere çadır kurdurarak o yerleri delerek çadırları doldurmayı da kimse senin gibi beceremezdi. Tek Vergili yapardı, gerçekten o yapardı. Bunları söylemek lazım. ONEL AVM oradaki o duvarı cezaevi gibi. Şehrin en merkezi, en güzel yerine o duvarı o üst geçidi ve 50 cm yaya geçidini Rafet Vergili’den başka kimse yapamazdı. Bu battı çıktıyı kullanımı dışında kimse beceremezdi. Yani trafiği keşmekeş içine sokmayı, Karabük trafiğini kitlemeyi de kimse beceremezdi. Bu kadar süre Belediye Başkanlığı yaparak kentin sokaklarını ana caddeye bu kadar kötü asfaltı kimse beceremezdi. Şirinevlerdeki pazar yerini gerçekten Vergili yapardı. Ancak o yapardı. Hele oraya birde tünel yapmış, bilmiyorum tünel mi? Alt geçit mi? Sığınak mı? Ne olduğu anlaşılmayan bir şey yapmış ne olduğunu anlayamadım, onu da Rafet Vergili yapar. Kent meydanındaki otopark yerini kaldırayım diyorsun, niye yaptın o zaman? Demedik mi? Orası kullanılmaz, Karabük insanı 1 km öteye arabasını götürüp park etmez demedik mi? Şimdi masraf ne olacak, niye dinlemiyorsun. Niye insanlara sormuyorsun, hiç bir toplum kuruluşlarına, meslek odalarına sorumuyorsun, niye danışmıyorsun, insanlara her şeyi ben bilirim diyorsun. Şimdi kaldıracaksın o para ne olacak? Aslında eleştirilecek çok konu var. Şimdi ben geleyim cami konusunda bir kaç kelime söyleyeceğim. Camiye karşı olmadık İnançlı inancın gereğini yerine getiren aileden terbiye aldım. Cami tartışmaları din tartışmaları üzerinden hiç bir zaman siyaset yapmadım. Tarzımda değil. Şimdi bu cami yeri yanlış, yanlış bunu kabul edeceksin. Herkeste kabul ediyor. Oraya cami yapmanın anlamına yok. Bizim öncelikle Valilik binasına ihtiyacımız var. Cami yapılacak yerler var onlarda değerlendirilir tartışılır. Ben söz verdiğim için iki dönemdir, 3 dönemdir seçmene söz veriyorum diyorsun, söz verdiğin başka şeyler var onları yapsana” dedi
KARABÜKSPOR’UN PARASI NE OLDU?
Dinçel açıklamasında Marzinc tarafından verilen paranın bir kısmının Karabükspor’un olduğunu, Vergili’nin türlü bahanelerle bunu Karabükspor’a vermediğini belirterek şunları söyledi: “Beşbin kişiye istihdam sözün var ne oldu? Kardemir filtre dedin, Karabük zehirleniyor dedin ne oldu? Bir anda sustun niye sustun. Bir yerden telefon filan mı geldi. Marzinc Karabük halkını zehirliyor diyor; arabaların arkalarına yazılar yazdırdın, dolmuşların hepsini zorunlu tuttun, Marzinc’le ilgili yazılar yazdırdın. Bir anda Marzinc zehirlemiyor oldu. Aldığın para ile mi bağlantılı? Tabi kendi cebine almadı, yanlış anlaşılma olmasın. Bağış aldı Belediyeye. O Parayı alınca Karabük’ün hava kirliliğine temizlemeye harcadın da bir anda Karabük’ün havası kirletmez hale geldi. Yoksa o parayı Marzinc’in filtresine mi harcadın. Niye sustun. Şimdi çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Marzinc deyince. Marzinc nedeni ile yapılan bağış verilen paranın ne kadarı Karabükspor’undu? O parayı neden vermedin. Bugün Karabükspor bu hale gelmişse Karabükspor amatör kümeye düşer hale gelmişse Karabük’ün kentimizin en iyi tanıtım aracı olan hepimizin gözbebeği olan Karabükspor küme düşmüşse bunun birinci sebebi Rafet Vergili’dir. En önemli sebebi. Çünkü Marzinc’in Karabükspor’a vereceği ayırdığı parayı Karabükspor’u bilmem kimi yönetime aldın diyerek bahane uydurarak vermedin. Vermediğin parayı Kardemir yönetim kurulu Karabükspor yönetim kurulu yabancı futbolcuların maaşlarını ödeyemedi. Çektikleri ihtarnamelerle bedava serbest kaldılar, milyon avroluk futbolcular bedava gitti. Karabükspor ekonomik çıkmaz içinde iken daha da çıkmaza girdi. Bugünde bu hale geldi. Bunun sebebi sensin. Bugün Karabük Karabükspor’un bu hale neden geldiğini araştırıyor. Nasıl yönetimindeki hatalar geçmişte başkanlık yapanlara suçlamalar yapılıyorsa, en az onun kadar Rafet Vergili’nin bu tavrının sonuçlarıdır. Sen bunlara cevap ver. Erdoğan Dinçel’le uğraşmayacaksın. Yapılan işlerde Karabük’e mutlaka yararlı işler var. Tabii ki onu da kabul edeceğiz. 15 yıllık bir dönemdir. Burada eleştirdiğim konu Sayın Rafet Vergili’nin icraatlarından ziyade bu çirkin üslup ve tarzı ile ilgilidir. Ama bunu da anlatırken diğer konulara da girme gereği duydum. Sonuç olarak beni kimse tehdit edemez, bir daha tehdit varı konuşma başkaları ile beni karıştırma. Ama ben diyorum ki; bir daha bu üslupla konuşursan ben nerde başlarım nerde biterim tahmin edemiyorum.
BRTV’ye Gönderme
Rafet Vergili’nin BRTV’ye yaptığı açıklamadan sonra kendisine cevap hakkı doğduğunu, bunun hukuki ve yasal hakkı olduğunu belirten Dinçel ” BRTV açıklama nedeni ile cevap hakkımı kullanmak istedim. Aynı programda sayın Zafer Acar’ın programına katılarak cevap hakkımı kullanmak istedim. Ben bunu Karabük kamuoyuna da duyurdum Bir saatlik özel program hazırlandı. Benim bu yasal hukuki hakkım. Fakat son gün Pazartesi günü akşam 21.30’da başlayacak programa gittiğimde programın iptal edildiğini gördüm. Bunu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Lütfen beni yanlış anlamayın tenzih ederek konuşuyorum. Ne yazık ki basının içinde basın ahlakına uymayan unsurlar var. Her mesleğin içinde olduğu gibi. Bunların aranızdan temizlenmesi gerektiğini ifade etmek isterim” dedi