2013 yılının başından bu yana bireysel emeklilik sistemi katılımcı sayısı 752 bin kişi artarak 3,9 milyon kişiye ulaştı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 yılının başından bu yana bireysel emeklilik sistemi katılımcı sayısının 752 bin kişi artarak 3,9 milyon kişiye, katılımcıların fon tutarının ise 4,1 milyar lira artarak 24,5 milyar liraya ulaştığını söyledi. Şimşek, Tbmm Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda, Türkiye’nin, son 11 yıllık dönemde siyasi istikrarını sağladığını ve makroekonomik dengelerini iyileştirdiğini belirterek, büyüme potansiyelini güçlendirecek ve kendisini 2023 hedeflerine taşıyacak önemli bir yapısal dönüşümden geçtiğini vurguladı.Bakan Şimşek, bu çerçevede, hükümet olarak temel önceliklerinin, demokratik standartların iyileştirilmesi, yurt içi tasarruf oranlarının artırılması, kayıt dışılıkla mücadelede etkinliğin sağlanması, eğitime erişimin ve eğitim kalitesinin artırılması, işgücü piyasasında esnekliğin artırılması, Ar-Ge ve inovasyonun desteklenmesi, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, altyapı yatırımlarının önceliklendirilmesi, sermaye piyasalarının derinleştirilmesi, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması, yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi ve kurumsal kalitenin artırılması olduğunu dile getirdi. Yurt içi tasarruf oranlarının artırılması Son 11 yılda sağlanan Mali disiplin sayesinde kamu tasarruflarında önemli oranda artış olduğunu dile getiren Şimşek, kamu tasarruflarının GSYH içindeki payının 2002 yılında eksi yüzde 4,8’den 2013 yılında yüzde 2,9’a ulaşmasını tahmin ettiklerini belirtti. Şimşek, şöyle konuştu: “Ancak 2013 yılı için yüzde 9,7 olarak tahmin edilen özel sektör tasarruflarının GSYH’ye oranı yeterli düzeyde değildir. Yüzde 12,6 olan toplam tasarrufların GSYH’ye oranı ise hem gelişmekte olan ülkelerdeki ortalama yüzde 33,5’e hem de yüzde 19,6 olan yatırımların GSYH’ye oranına göre oldukça düşüktür. Özel sektör tasarruflarının düşük seviyede kalmasının pek çok yapısal sebebi vardır. İstihdam oranının ve verimliliğin düşük olması, özel sektörün küresel katma değer zincirinde aşağıda kalması bu sebeplerden bazılarıdır. “Söz konusu faaliyetlerin yanısıra bireysel emeklilik sistemini gözden geçirerek tasarrufların artırılması için yeni bir düzenleme yaptıklarını kaydeden Şimşek, düzenlemenin devreye girdiği 2013 yılının başından bu yana bireysel emeklilik sistemi katılımcı sayısının 752 bin kişi artarak 3,9 milyon kişiye, katılımcıların fon tutarının ise 4,1 milyar lira artarak 24,5 milyar liraya ulaştığını söyledi. – Kayıt dışılıkla mücadele Kayıt dışılıkla mücadelenin terörle mücadele kadar önemli olduğuna dikkati çeken Şimşek, “Amacımız orta vadede kayıt dışılığı AB ortalamalarına çekmek, uzun vadede ise AB’de gözlemlenen düşük oranlardan birine sahip olmaktır” dedi.Hükümet olarak önceliklerinin başında eğitime erişimin ve eğitim kalitesinin artırılması geldiğini vurgulayan Mehmet Şimşek, “Hükümetlerimiz döneminde eğitime erişimde büyük başarı sağladık. 2003 yılından bu yana Türkiye genelinde yaklaşık, 400 bin kadrolu öğretmen atadık, 205 bin dersliği hizmete sunduk ve 1,8 milyar adet ücretsiz kitap dağıttık. Toplam üniversite sayısı 2002 yılında 76 iken bugün 175’e ulaşmıştır'” diye konuştu. – Ar-Ge ve inovasyonun desteklenmesi Üretim ve ihracatın bilgi ve teknoloji yoğun, dolayısıyla da yüksek katma değerli bir yapıya kavuşması için Ar-Ge’nin büyük önem taşıdığına dikkati çeken Şimşek, 2002 yılında binde 5,3 olan Ar-Ge harcamalarının GSYH’ye oranının 2013 yılında binde 9,2’ye ulaşacağını tahmin ettiklerinin altını çizdi. Hedeflerinin bu oranı 2018 yılında yüzde 1,8’e, 2023 yılında ise yüzde 3’e kadar yükseltmek olduğunu bildiren Şimşek, verilen destekler sayesinde Türkiye’de patent ve markalaşma bilincinin de hızla yükseldiğini ifade etti. Türkiye’nin petrol ve doğalgaz kaynakları açısından zengin olmadığını vurgulayan Şimşek, “Türkiye birincil enerji kaynakları bakımından yüzde 72 oranında dışa bağımlıdır. Bu nedenle son yıllarda hızla artan enerji fiyatları cari işlemler açığında belirleyici bir faktör olmuştur” dedi.Enerji denilince aklına yıllık 60,1 milyar dolarlık ithalat ve cari açık geldiğini ifade eden Şimşek, Türkiye, enerji ihtiyaçlarını karşılamada kendine yeter olsaydı geçen yıl 12,4 milyar dolar cari fazla vermiş olacağını kaydetti. -Sermaye Piyasalarının Derinleştirilmesi Bakan Şimşek, sermaye piyasalarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar kapsamında, İstanbul Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı’nı hazırladıklarını, yaptıkları çalışmalar sonucunda İstanbul, Küresel Finans Merkezleri Endeksine ilk kez 2009 yılında 72’nci sıradan girdiğini ve 2013 yılında bir önceki yıla göre 12 basamak birden yükselerek 44’üncü sıraya çıktığını söyledi. Şimşek, 2018 yılındaki hedeflerinin ilk 25 içinde yer almak olduğunu bildirdi. -Bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması Son 11 yılda bölgesel gelişme alanında somut ve önemli ilerlemeler kaydettiklerini belirten Şimşek, bölgesel gelişme ve bölgesel rekabet edebilirlik alanında, merkezde ve mahallinde kurumsal yapılar oluşturduklarını, bölgesel düzeyde 26 kalkınma ajansını ve bunların bünyesinde 81 ilde yatırım destek ofislerini faaliyete geçirdiklerini anlattı.Bakan Şimşek, 2008’de uygulamaya koydukları GAP Eylem Planı ile sulama yatırımları başta olmak üzere birçok alanda önemli ilerlemeler sağladıklarını ifade ederek, 27,1 milyar lirası 2008-2013 döneminde olmak üzere 2003’ten bu yana GAP’a toplamda 36,1 milyar lira kaynak ayırdıklarını belirtti. Yatırım teşvik sisteminin bölgesel boyutunu güçlendirdiklerini vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti: “Bölgesel gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi amacıyla 6’ncı bölge kapsamındaki illerimize yapılacak yatırımları daha avantajlı şekilde destekliyoruz. 6’ncı bölgede yeni teşvik sistemi çerçevesinde 2013 yılının ilk 8 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yatırım teşvik belge sayısı yüzde 53, öngörülen sabit yatırım tutarı yüzde 216, beklenen istihdam ise yüzde 60 artmıştır.Uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan kişi başı dolar cinsinden yoksulluk oranlarına bakıldığında da önemli iyileşmeler kaydettik. Bugün itibarıyla günlük 1 doların altında geliri olan nüfus kalmamıştır. Günlük 2,15 doların altında geçinen nüfusumuz da hemen hemen sıfırlanmıştır. Türkiye nüfusunun sadece yüzde 2,79’u günlük 4,3 doların altında bir gelirle geçinmektedir.”2013’ün yılı bütçe performansı açısından oldukça başarılı bir yıl olduğunu dile getiren Şimşek, “2013 yılı bütçe performansındaki başarıda bütçe gelirlerinde gözlemlenen artış büyük rol oynamıştır” dedi. Başarılı Özelleştirme uygulamaları sayesinde vergi dışı gelirlerin beklenenin üzerinde arttığını dile getiren Şimşek, bu yıl Özelleştirme gelir beklentileri 4 milyar lira iken eylül sonu itibarıyla bu hedeflerin 2’ye katladıklarını ve yaklaşık 8,3 milyar lira gelire ulaştıklarını söyledi. -2B gelirleri 2B kapsamında 1 Ekim 2013 itibarıyla toplam satış bedelinin 2,6 milyar liraya, tahsil edilen gelir tutarının da 1,2 milyar liraya ulaştığını belirten Şimşek, tahsilatların artarak devam etmesinin beklenmesine rağmen 2B kapsamında elde edilmesi öngörülen gelir tutarının 4,8 milyar liradan 3 milyar liraya revize edildiğini hatırlattı.Bu çerçevede, 2013 yılında merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 387,2 milyar lira, vergi gelirlerinin ise 325,1 milyar lira olarak gerçekleşmesini beklediklerini ifade eden Şimşek, “Buna göre merkezi yönetim bütçe gelirleri yaklaşık 17,1 milyar lira, vergi gelirleri ise yaklaşık 7,2 milyar lira ile bütçe tahmininin üzerinde gerçekleşecektir. Gelir bütçesindeki güçlü performansın yanısıra bütçe giderlerini kontrol altında tutmamız da 2013 yılı bütçe performansındaki başarıda önemli bir etkendir” diye konuştu. Yüksek seyreden gelir performansı sayesinde merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ye oranının, bütçede öngörülen yüzde 2,2’den 1 puan daha düşük gerçekleşeceğini anlatan Şimşek, “2013 yılında yüzde 1,2 olarak beklediğimiz bütçe açığının GSYH’ye oranı, 1985 yılından bu yana elde edilen en iyi 3’üncü bütçe gerçekleşmesi olacaktır” değerlendimesinde bulundu. 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Gelecek 3 yılın maliye politikasının temel bileşenleri hakkında da bilgi veren Şimşek, orta vadeli maliye politikalarının temel önceliklerinin cari açığı azaltmak, kamu maliyesinde güçlü duruşu sürdürmek, büyümeyi ve istihdamı artırmak olduğunu söyledi. Şimşek, 2014 yılında GSYH’yi 1 trilyon 719 milyar lira, ithalatı 262 milyar dolar, ihracatı 166,5 milyar dolar, büyüme oranını yüzde 4, deflatörü yüzde 6, yıl sonu TÜFE’yi yüzde 5,3 olarak tahmin ettiklerini açıkladı. 2014 yılında, küresel konjonktürdeki aşağı yönlü riskleri göz önünde bulundurarak, bütçe gelir artış tahminlerini yüzde 4,1 ile ihtiyatlı bir oranda artırdıklarını anlatan Şimşek, şöyle devam etti: “Bütçe gelir tahminimizde 6,9 milyar liralık Özelleştirme geliri öngördük. Bugün itibarıyla kesinleşmiş yaklaşık 5 milyar liralık Özelleştirme gelir taksiti olduğu göz önüne alındığında bu tahminimizin muhafazakar olduğu görülecektir. Bütçe gelirlerinin temel kaynağı olan vergi gelirleri ise önümüzdeki yıl için beklenen yüzde 7,1’lik artış oranıyla GSYH’deki yüzde 10,2’lik nominal büyümenin altında kalacaktır. Benzer bir şekilde 2014 yılında bütçe giderlerinin de yüzde 7,3 oranında artacağını öngörüyoruz. Bu rakamlar 2014 yılı bütçesinin bir seçim bütçesi olmadığını, aksine giderlerin kontrol altına alındığını ve bütçenin sağlam gelir kaynaklarına dayandığını açıkça göstermektedir.”Şimşek, 2014 yılı merkezi yönetim gelirleri açısından değerlendirildiğinde bütçe gelirlerinin 403,2 milyar lira, vergi gelirlerinin 348,4 milyar lira, vergi dışı gelirlerin 54,8 milyar lira olarak gerçekleşmesini beklediklerini dile getirdi. Şimşek, vergi gelirleri tahminlerinin alt kalemlerini de “gelir vergisi 70,8 milyar lira, kurumlar vergisi 31,1 milyar lira, ÖTV 89,4 milyar lira, dahilde alınan Kdv 39,6 milyar lira, ithalatta alınan Kdv 64,8 milyar lira” şeklinde sıraladı. 2014 Yılı Bütçesinde ekonomik sınıflandırmaya göre giderler hakkında da konuşan Şimşek, söz konusu giderlerin, personel giderleri 110 milyar lira, SGK devlet primi giderleri 18,9 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 37,6 milyar lira, cari transferler 163,6 milyar lira, sermaye giderleri 36,7 milyar lira, sermaye transferleri 6,5 milyar lira, borç verme 7,6 milyar lira, yedek ödenek 3,5 milyar lira, faiz giderleri 52 milyar lira şeklinde belirlendiğini bildirdi. – Tbmm