Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili bir katıldığı televizyon programında virüsle mücadeleden, Yağmur Suyu Drenaj Hattı projesine, Filyos Limanından KARDEMİR yönetimine kadar birçok konuda son derece önemli açıklamalarda bulundu.
“Türkiye ortalamasının en az 12-13 kat üstünde seyrediyoruz.”
Virüsün ilk başladığı Mart aylarında bu virüse nasıl önlem alınacağı pek bilinemiyordu. Şuanda havaların sıcak seyretmesi sebebiyle virüs ağır seyrediyor. Hastalık sayısı fazla olsa dahi ölüm sayıları az seyrediyor ama ekim sonlarına doğru havalar soğuduğu zaman ölüm oranların çok daha fazla yükseleceğini tahmin ediyorum.
Biz ülke olarak Avrupa’ya nazaran insanların bir arada oldukları olgulara daha fazla önem veriyoruz. Herkes çocuğuna çok iyi bir düğün yapmak ister ama artık dünyada saatlerin durduğu bir dönemde bizimde kurallara uymamız lazım. Düğünü bu döneme denk gelen gençler biraz şanssız bir döneme denk geldiler. Bu dönem gençler “düğünümüz olsun, dostlarımız gelsin” diye düşünmemeli. Her düğün merasiminden, her cenaze töreninden mutlak suretle 1-2 kişi nasibini alıyor. Bu iş böyle devam ederse sonu facia olur. Türkiye’de şuana kadar 22 bin 500 vaka var. Bu hasta sayısına göre Karabük’te ortalama hasta sayısının 70’i geçmemesi lazım. Biz şuanda Türkiye ortalamasının en az 12-13 kat üstünde seyrediyoruz. Bu gerçekten çok tehlikeli bir rakam. Bu rakamlar her tarafta sıkıntı yaratıyor.
Belediyemizde de bu sıkıntı yaratıyor ve biz sürekli olarak bunu telafi etmeye çalışıyoruz. Virüse yakalanan belediye personeli arkadaşlarımızın sayısı toplamda 100’ü geçti. Geçenlerde itfaiye personelimizde ve su işleri personelimizde çıkan bir virüsten dolayı komple bir gurubu karantinaya aldık. Ama tabi vatandaşımız “5000 Evler’de öğlen su arızası oldu tam gece 12’ye kadar devam etti, bu nasıl bir vicdan” diye sosyal medyaya yazabiliyor. Virüs bizim çalışmalarımıza da sekte vuruyor.
İlla devletin “şunu yapma” demesi gerekmiyor. Bizim bireysel olarak dikkat etmemiz gereken bir yaşam tarzı içerisindeyiz. Böyle bir ortama bu düğün merakı neden bunu anlamıyorum. Ben bunu yalnız vatandaşlar için söylemiyorum. Bizim belediye başkanı arkadaşlarımızda bile var. Araç Belediye Başkanı Satılmış Sarıkaya Bey başka bir belediye başkanı arkadaşının toplantısına gidiyor, toplantıyı düzenleyen belediye başkanı kendisindeki semptomları bildiği halde o toplantıyı düzenliyor ve etrafındaki bir sürü kişi hastalanıyor. Dediğim gibi çok dikkatli olmamız gerekiyor.
Şuanda virüs programı önlemlerini Valilik ve Hıfzıssıhha Kurulu yönetiyor. Bana göre tedbirlerin hiç birisi yeterli değil. Bu tip tedbirlerle bizim hastalık sayımız artmaya devam eder. Eylül – Ekim ayı gibi de ölüm oranlarımız artmaya başlar. Vatandaş olarak biz kendimizi korumalıyız. Devletin bize vermiş olduğu kuralların bir üstünde hareket edeceğiz. Bu şekilde kendi güvenliğimizi ve iş yerlerimizin güvenli bir şekilde çalışmasını sağlayacağız.
Her akşam dünyada ki virüs gündemini takip ediyorum. Biz bir ara tedavide Almanya’dan bile daha iyi durumdaydık. Şuanda Almanya ile aramız 6 bin 500 kişi kadar açıldı. Bilim adamlarının söylediği şu “Dünyada hiç bir virüs 2 seneden fazla etkin olmadı, 2 senede etkinliğini kaybetti.” demek ki aşı bulunana kadar bu virüs anlamını kaybedecek. Bu zamana kadar ölen ölecek, kalan kalacak.
Valilik devletin almış olduğu kararların dışında başka kararlar alamıyor. Mart ayı başında bizim valiliğe verdiğimiz 18 maddelik bir rapor vardı. O maddeler arasında olmazsa olmaz maddelerden biri maskeydi. O dönem dünyada da, Türkiye’de de maske uygulaması yoktu. Bundan 1 ay sonra maske mecburiyeti kararı alında. Türkiye’den 1 ay sonra da Dünya Sağlık Örgütü maske zorunluluğu kararı aldı. Çin bu kuralları çok katı uyguladı. Hasta sayısını 80 binle sınırladı ve dünyanın başına bu virüsü bela etti. Diğer bir ülke Kore. Şuanda orada hasta sayısı 20 bin, ölü sayısı 635. Hiç bir şeyi de durdurmadı, hayat devam etti. Durum böyle olunca bu ülkelerin eline çok büyük bir fırsat geçti. Bu ülkeler insanları kodlamaya başladı. Herkesin akıllı telefonuna kodlar verildi. İnsanlar sokağa çıkar çıkmaz yüz taramasından geçiyor ve bütün temas noktaları bulunuyor. Bu durum insanların mahremiyetini ortadan kaldırıyor. Zorlarsanız bizim devletimiz de yapar bunu. Önümüzde çok daha zorlu bir süreç olacak. Ekim, kasım, aralık ayları daha sıkıntılı olacak. Bu da tamamen bizim tedbirsizliğimizden olacak. Bizi uyarıyorlar. Devlet alabildiği kadar önlemleri almaya çalışıyor ama biz devletin aldığı bu önlemleri olabildiğince ihlal etmeye çalışıyoruz. Onun için sıkıntı olacak diyorum. İnşallah çok daha az zayiatla bu hastalığı atlatırız.
“Karabük örnek bir şehir olacak.”
Yağmur Suyu Drenaj Programı bittiği zaman Karabük örnek bir şehir olacak. Toplam 120 kilometre uzunluğunda çok ciddi bir proje. Bu programı yürütürken elden geldiğince vatandaşı mağdur etmemeye çalışıyoruz. İstasyon Caddesini çok daha erken bitireceğimiz zaman ENERJİSA devreye girdi, çalışma yapmak istediğini bildirdi ve 1 ay süre istedi. Kendilerine 1 hafta süre verebileceğimizi bildirdim. Biz 1 haftada bitiremeyeceklerini biliyorduk ama 10 günde bitirdiler. Bunun da faydası şu; şehir merkezinin ve mahallelerin uzun vadeli elektrik problemi çözülmüş oluyor. Safranbolu trafosu artık çok sık arıza yapmaya başladı. Oradaki bir arıza hem Safranbolu’yu hem Karabük’ü etkiliyor. Oradaki trafo devreden çıkar çıkmaz buradaki trafo devreye girebilecek. ENERJİSA’nın yapmış olduğu büyük bir yatırım bu. Ben de bu fırsatı çok kaçırmak istemedim. Şuana kadar bu programın 8 kilometrelik hattı bitti. Ana boruların geçtiği çok ağır bir hat bitti. İstasyon, Atatürk Mahallesi, Taşkent Caddesi derken çalışmalar Yeşilmahalle ve 5000 Evler ile devam edecek. İnşallah bu projeyi 2021 yılının sonunda bitireceğiz. Bu ihalenin değeri 80 ile 100 milyon arası. Bizim hedeflediğimiz rakam 30 ile 35 milyon arası. Şehirde asfalt, beton artmaya başladıkça yağmur suları da artmaya başlıyor. Bu hesaplar bir şehirde yağan yağmurun yüzde 40’ının toplanması üstüne yapılıyor. Biz daha ileriyi düşünerek yüzde 55-60 seviyelerine gelelim istedik. Programımıza bunu da ilave ettik. Ben bu drenaj hattının çok uzun vadede Karabük’e yeterli olacağını sanıyorum.
“Cumhur Bey bu olayla çok yakından ilgileniyor.”
O akşam Karabük çöplüğünde yangın çıktı. Vali bey gidecekti kendilerine ben gideyim dedim. Orada bir iki arkadaşımız o kadar olgun davranmadı. Benim onlara gönül kırgınlığım vardır. Benim sözüm söz ben o işi yapacağım. Oranın geçmişi 1978’den günümüzedir. 1978’de Sebahattin Oral Belediye Başkanıydı ve çöplerin atıldığı köy kendi köyüydü. Biz şimdi olmayacak yeri bulduk ve bir Allah’ın kulunun itirazı yok. Yeri bulduk, kamulaştırmaları yaptık her şey hazır. Tam biz iznimizi alacağız devlet bir karar aldı ve insan başı çöp miktarını 0,87 kilogramdan 1.15’e çıkarttı ve bizi bir çed raporuna bağladı. Son zamanlarda Cumhur Bey bu olayla çok yakından ilgileniyor. Bakanlığa gidiyor, bize ne eksikse bildiriyor. Şimdi bu ayın 17’sinde halk oturumumuz var. Bir devlet bu kadar hantal yapıyla çalışmaz. Türkiye’de herhangi bir sanayi yatırımı yapmayı düşünen adam bir buçuk yıldan evvel temel atamaz. Hepsi bir tarafa Karabük’te entelektüel, Facebook gazetecileri var. Geçen bir tanesi ÇED raporunun ne olduğunu bilmiyor, çöp toplama merkezinin ne olduğunu bilmiyor bize akıl veriyor. Görevi de Devlet Bahçeli’ye veriyor. Ben gidip Devlet Bahçeli’ye “Bana ÇED raporu vermiyorlar” mı diyeceğim? Devlet Bahçeli bu kadar memleketin problemi varken Karabük’ün ÇED raporuyla mı ilgilenecek? Kalkmış bize akıl veriyor. “Devletteki bu hantal yapı ne?” diye yazsana. İnsanların biraz araştırması gerekiyor. O gazeteci arkadaş kendi Facebook’unda kendine göre bir şeyler yazmış.
“Tayyip Bey ilk iktidara geldiği zamanki hızlı yapısı tamamen değişti.”
Ak Parti’nin bunu çok hızlı bir şekilde sorgulaması lazım. Ben 2009’da belediye başkanı seçildiğim zaman samimi söylüyorum bütün devletle, bürokrasiyle işlerimi bundan daha hızlı hallediyordum. Hem de kendilerine en katı muhalefet yaptığımız halde. Bu durumu Tayyip Beye Ak Parti Teşkilatının, Odalar Birliğinin sunması lazım.
Kardemir İmam Hatip Lisesi yapıyor. Mevcut İmam Hatip Lisesi oraya taşınmıyor ve yeni bir protokol yapılıyor. Üniversiteye ait bir alan bizim Şehir Parkı’nın orada İmam Hatip’e devrediliyor ve oranın yapılıp boşaltılma şartıyla anlaşma yapılıyor. Ne mantıksa bu? Karabük’te Ak Parti İl Teşkilatı ne iş yapıyor? Bir tanesi geliyor 200 Evler’in ortasına beton yığını hastaneyi yapacağım diye uğraşıyor. Öbürü bir tane İmam Hatip Lisesi yapılmış onunla takas etmiyor, bir de üniversitenin yerini veriyor. Buraya da İmam Hatip Yapılma şartı konuluyor. Ne işi var orada İmam Hatip’in, ver orayı hastaneye. Kamu yararı değil mi bu? Alın okulunuzu taşıyın yukarıya. Orada Demir Çelik çok güzel bir okul yapmış size. O problemi çözemiyorlar, öbürünü çözemiyorlar, hastaneyi büyütemiyorlar. Oraya hastane yapılırken aynısını söyledik. “Size Karabükspor’un antrenman sahası lazım, İmam Hatip Lisesi lazım bunları çözemezsiniz” dedik. Açın o tarihteki konuşmalara bakın bunların hepsini söyledik. Madem yukarıdaki İmam Hatip Lisesi ile böyle bir takas programı yapsanıza. Bu işi çözemezler.
“Kesintisiz Ulaşım Projesi”
Kesintisiz Ulaşım Projesi ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Karayolları Kardemir kavşağı ile ilgili güzel bir çalışma hazırlamış. Biz de Eylül – Ekim gibi Karayollarıyla konuştuğumuz 2 noktayla ilgili izinleri almış oluruz. Sonrasında 1 tanesinden çalışmaya başlayacağız.
Bilim Teknoloji Merkezi
Bilim Teknoloji Merkezi’nin zannediyorum önümüzdeki senenin ilk 3 ayının içersinde temelini atarız. Bildiğim kadarıyla şuanda orada olan Karland ekim ayı sonu gibi orayı boşaltacak. Orası boşalır boşalmaz Bilim Merkezinin temelini oraya atacağız. Sonrasında içinin donanımı ve konsepti ile ilgili kurul karar verecek. Komisyon 2-3 tane Avrupa ülkesine ve Türkiye’deki 2-3 Bilim Merkezine gidildikten sonra ne tür bir şey yapılacağına karar vereceğiz.
TOKİ 3. Etap Çalışmaları
TOKİ 3’üncü etap çalışmaları başladı. Tahmin ediyorum yılsonu gelmeden yıkımlara da başlarız. Anlaşma imzalanan bölgelerde yıkım ve temizleme işleri başlayacak. Evlerin maliyetleri biraz daha düşük çıksın diye yıkım maliyetlerini biz üstleniyoruz. Az da değil 15-20 milyon lira arası bir katkıda bulunuyoruz.
TOKİ’nin Soğuksu’daki boş binasını devlet bir şekilde değerlendirecektir. Devlet kendi yapısını ne boş bırakır, ne de kullanım dışı bırakır.
Yeni Sosyal Yaşam Merkezleri
Şuanda 5 tane daha Sosyal Yaşam Merkezi programımızda. Kılavuzlar Mahallesine oranın nostaljisini bozmadan yapacağız. Yine 5000 Evler ve Kayabaşı Mahallesi’ne de birer sosyal yaşam merkezi yapacağız. Ama istediğimiz akışta gitmiyor. Kayabaşı Mahallesinin oradaki camiyi çok güzel hazırlayalım, mahallenin yapısını değiştirelim diyoruz ama bir dernek bugün böyle söylüyor, yarın farklı söylüyor. Türkiye’deki en büyük hatalardan biri derneklerin cami yapmasıdır. Arazi Diyanet İşlerine devredilmeden kesinlikle cami yaptırmayacaksın.
Kent Meydanı Camii
Kent Meydanına yapacağımız cami ile ilgili tüm çalışmalar tamamlandı. Valilik Diyanet İşlerine hazine tahsisini yapacak. Ben de yaptığı gün buraya mimarı çağıracağım. Dernek Başkanımız mimarın ilk parasını kendisinin verip çalışmaya başlatacağını ve yılbaşından önce temeli atmamız gerektiğini söyledi. Biz buna başlayacağız, diğer prosedürleri bekliyoruz.
Su Arıtma Tesisi
Su arıtma ile ilgili rov ihaleleri yapıldı. İnşallah biz de diğer materyallerimizi aldıktan sonra ilk zamanımızdaki gibi suyumuz olacak. Şişe suyu kalitesindeki suyu Karabük’e her zaman vereceğiz.
Şirinevler’de alternatif yolla ilgili beklesinler çok az kaldı.
Filyos Limanı ve KARDEMİR
Kardemir Filyos Limanına ne kadar talipli olursa bütün kamuoyu o kadar arkasında olur. Eğer talipliyse kamuoyunu oluşturacak olan da Kardemir. Filyos Limanı’nın şuanda ki kapasitesine göre ki 25 milyon ton kapasitesi var deniyor. Kardemir eğer 3 buçuk milyon ton kapasiteye çıkarsa yüzde 35-40’ını kullanacak olan Kardemir’dir. Kardemir burada her zaman potansiyel bir müşteri demek. Eğer burayı Kardemir yapmayacaksa kim yapacak? Kardemir buraya talip olmayacaksa o zaman benim onların ticari mantığına da aklım ermez.
“Mehmet Ali Bey bir deneyim, isteyen faydalanır, isteyen faydalanmaz”
Mehmet Ali Şahin Beyin ismi her yerde kabul görür. Yalnız Demir Çelik yönetimi önemli değil. Artı Mehmet Ali Şahin Beyin ismi ortaya çıkmış ama başka yönetim kurulu üyelerinin ismi verilmiş. Daha ne olacağı da belli olmaz. Diğer bir olay ise altın yere düşmekle mangır olmaz. Mehmet Ali Bey bir deneyim. İsteyen faydalanır, isteyen faydalanmaz. Ben yine söylüyorum medya kavgaları bitmesi gereken hadiseydi. Hele bir iki tane yorum okudum. O kişilerin kalkıp da Mehmet Ali Şahin Bey veya Demir Çelik yönetimi ile ilgili yorum yapmaları biraz abes. Karabük’te maalesef bazı şeylerin çizgisinin dışına çıkmaya başladık. Eleştireceğin yer vardır, eleştirmeyeceğin yer vardır. Bu imkânları mevcut yönetim sağlıyor.
Ortaklık müşterek menfaati korumaktır. Biraz bu işin dışına çıkılıyor. Bu iki ailenin çok iyi kuralları belirleyip bu kurallara çıkıldığında da ne yapılması gerektiğine dair çok iyi bir anlaşma yapılması lazım. Birbirinizi sevmeyebilirsiniz ama ticaret adamı her şeyden önce parayı sevmesi lazım. Ticaret budur zaten. İki tarafın da iyiliğini isteyen yok. Allah muhafaza düştükleri zaman o adamların hiç birisi etrafında dahi olmaz.