İstanbul Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan, Türk Ticaret Kanunu’nda serbest denetimle ilgili işadamlarının talebi doğrultusunda yapılan ötelemenin bir an evvel hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Karabük Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) Odasınca Karabük’te faaliyet gösteren oda üyelerine yönelik düzenlenen Eğitim Seminerine katılan İstanbul Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan, torba yasa ve Türk Ticaret Kanunu ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu.
“MUHASEBE MESLEĞİ BÜYÜK BİR DEĞİŞİM YAŞIYOR”
Muhasebe mesleğinin, çok dinamik bir meslek olduğunu belirten Arıkan “Muhasebe mesleği büyük bir değişim yaşıyor. Şöyle ki, biz yıllar önce Türkiye’de muhasebede defterler elle yazılırdı. Şimdi yaşantımıza bir teknoloji girdi. Özellikle bir elektronik ortam girdi. Biz de buna göre yapılanmamızı sürdürüyoruz. Bugün Karabük’ün yanı sıra aynı anda altı bölgede toplantılar yapılıyor. Eylül ayı içinde bütün SMM Odalarında bu toplantılar tamamlanmış olacak. Bildiğiniz gibi Türkiye’de bir e fatura gündeme geldi. Firmalar artık yavaş yavaş elektronik fatura düzenlemeye başladı. Bunun arkasından 2015 yılından itibaren elektronik defter gündeme gelecek. Dolayısıyla her şeyin elektronik ortamda toplandığı bir Türkiye’ye doğru gidiyoruz. Yıllar önce oturduğumuz yerden beyanname göndereceğimizi konuşsak gülüp geçerdik. Bugün tüm beyan ve bildirgeleri elektronik ortamda gönderiyoruz. Bu iş hayatında da böyledir. Artık firmalar genel kurullarını elektronik ortamda düzenleyebilecek. Bunları üst üste koyduğumuzda muhasebe mesleğinin artık sadece bir defter tutma mesleği olmadığını, bunun yanında Türkiye’nin gelişmesine katkı sunacak bir meslektaş profili oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun anlamı şudur, kurumsal yapılar kurmayı hedefliyoruz. Yani müşterimize finansal tablo düzenleyen, defter tutan, onun denetimini yapan, ona danışmanlık yapan bir meslektaş altyapısı oluşturmaya çalışıyoruz. Bununla ilgili meslek kararları yayınlandı ve altyapısı oluşturuldu. Müşteri bize geldiği zaman onun tüm ihtiyaçlarına cevap verebilen, özellikle en büyük görevlerinden bir tanesi KOBİ’lere danışmanlık yaparak onun büyümesine katkı sağlayacak bir meslektaş olmamız gerekiyor. Bunun yanında bizim ücretlerle ilgili sorunlarımız var. Zaman zaman müşterilerimizle ücret azdır, çoktur tartışması yaşıyoruz. Bunun yolu da zamana endeksli bir ücret artışı yapılması. Meslekler içinde en duygusal, en anlayışlı meslek muhasebe mesleğidir. Çünkü biz parayı en son alırız. Çünkü müşterinin kalbiyiz, onun her şeyi biziz. Dolayısıyla biz ücret yönünden çok yüksek ücret alan değiliz, ama müşterimize daha kaliteli hizmet vermek için de zamana endeksli bir ücret artışı olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için artık muhasebe mesleğinin de artık kurumsal bir yapıya kavuşması gerekir.” dedi.
“TÜRKİYE’DE KAYIT DIŞI EKONOMİ ORDANA KALDIRILABİLİR”
Türkiye’de kayıt dışı ekonominin yapılacak bazı düzenlemelerle ortadan kaldırılabileceğinin altını çizen İstanbul Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan “Türkiye’nin kayıt dışı ekonomiyi çözmesi o kadar basit ki, bunun için öncelikli olarak tüm harcamalar banka üzerinden gidecek. İşletme sahipleri yaptığı tüm masrafları gider olarak indirebilecek. Bunları yaptığınızda tabi oranlar biraz daha aşağıya çekilerek Türkiye’de kayıt dışı ekonomiden bahsetmemize gerek kalmaz.” dedi.
“TÜRK TİCARET KANUNU’NDAKİ ÖTELEME BİR AN EVVEL HAYATA GEÇİRİLMELİ”
İşadamlarının isteği doğrultusunda ötelenen Türk Ticaret Kanunundaki serbest denetim konusunun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Arıkan şunları söyledi; “Bildiğiniz gibi Türk Ticaret Kanunu Türkiye’de çok tartışıldı. Türk Ticaret Kanunu’nun birkaç temel amacı vardı. Birincisi mevcut işletmelerinizi uluslararası arenada rekabet edebilir boyuta getirmeyi hedefliyordu. Tabi buruda da kurumsallaşma çok önemli. İkincisi ise Türkiye şeffaf, hesap verebilir, denetlenebilir bir ülke olmak zorunda. Batı Türkiye’ye böyle bakıyor. Yabancı yatırımcı Türkiye’de yatırım yapmayı düşündüğünde; bir mali tabloların uluslararası standartlarda düzenlenmesini istiyor, birde denetlenmesini istiyor. Eğer mali tablo şeffaf değilse, okunamıyorsa yabancıların buraya gelip yatırım yapması söz konusu değil. Bu kanunu iş dünyası cebimizden denetim parası çıkacak diye ötelettiler. Bir işletme sahibi kapıyı bir inceleme elemanı çalacak diye korkuyor. Aslında tersi olması lazım. Kardeşim gel, benim hesaplarım tertemiz, tüm yaptığım harcamalarımı göstermişim, beni incele demesi gerekiyor. Türkiye denetlenmediği için tabi böyle bir durum yaşanmıyor. Dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu’ndaki bu ötelemenin biran evvel tekrar hayata geçmesi gerekiyor. Nasıl biz kurumsallaşmayı düşünüyorsak, şirketlerde artık kurumsallaşmalıdır. Devlet de istihdam yaratan işletmelere daha çok yardımcı olması, teşvik etmesi gerekir.”
“TORBA YA MIDIR, ÇORBA YASA MI?”
Yasalar oluşturulurken ilgili tüm kurumların görüşlerinin alınması gerektiğini belirten Yahya Arıkan, son olarak çıkan torba yasası ile ilgili de bilgiler verdi. Arıkan “Son yıllarda art arda yasalar çıkıyor. Ben siyasi konuşmak istemiyorum ama, Batı’da yasalar uzun yıllar tartışılıyor, o konuyla alakalı bütün kesimlerin mutabakatı sağlanıyor ve yasalaşıyor. Bizde bir halk diliyle torba yasa çıktı. Torba yasa mıdır, çorba yasa mıdır, inanın 60 -70 tane kanunun bir çatıda toplayan yasa olur mu? Türkiye’de sağlıklı bir yol alınmak isteniyorsa her kanun mutlaka ve mutlaka o konu ile alakalı kesimlerin görüşleri alınarak çıkarılmalıdır. Mesele yasayı çıkarmak değil, uygulanabilir bir yasayı ortaya koymaktır. Bu yasa 60-70 tane kanunu içerin bir yasa. Ama ağırlıklı olarak af olarak bakılan, ama tam olarak af olmayan, ödeme kolaylığı getiren bir çalışma. Bu kamuya olan tüm vergi borçları, sosyal güvenlik dahil olmak üzere bir uygulama hükmü. Şöyle ki, borcunu peşin olarak ödeyeceksen, vergi asıllarını indirmem, birikmiş gecikme zamlarını bir enflasyon yüzdesiyle hesaplarım, onu da tık diye ödersen gecikme zamlarının bir kısmını silerim diyor. Yaklaşık 2/3 gecikme zammını af etmek anlamına geliyor. Ödeme kolaylığım yok diyorsan bunu belli faiz oranıyla taksitlendiriyor. Aslında aflar inciticidir. Gönül isterdi ki ödeme sıkıntısı olanlara ödeme kolaylığı getirilirken, zamanında vergisini ödeyenlere de bir indirim yapılması gerekiyordu. Toplumdaki sürekli bir af beklentisi, zamanında ödememeyi getiriyor ki bu doğru bir şey değil.” dedi.
“MESLEK MENSUPLARINA MÜJDE”
Meslek mensuplarına da bir müjde veren Arıkan “Türk Ticaret Kanunu ile alakalı olarak bir bağımsız denetim yapılması gerekiyordu. Bununla ilgili Kamu Gözetim Kurumu oluşturdular. Kamu Gözetim Kurumu aslında muhasebe skandalından sonra çıkan bir uygulama. Denetim yapan kişinin bu işi doğru yapıp yapmadığını, meslek örgütü dışında bir kurumun denetlemesi son derece doğrudur, gözetmen olarak. Ama bu kurum her şeyi yetkilenmeye kalkıştı. Meslek mensuplarını ikiye, üçe böldü. 15 yılını dolduranlar, doldurmayanlar, mesleğe yeni girenler gibi, Biz şunu savunduk, Kamu Gözetim Kurumunun eğitimine bir Üniversite aracılığıyla katılmak koşuluyla lisanslama yapılıyordu. Arkadaşlarımız 12-13 gün bu eğitime katılmak durumunda kalıyorlardı, bu da bir zaman kaybı yaratıyordu. Bununla ilgili şöyle bir anlaşma yapıldı. Daha önce eğitimlere katılmış olan arkadaşlarımız bu eğitime iki veya üç gün katılarak lisansı alabilecekler. 15 yılını doldurmayan arkadaşlarımız ile ilgili ciddi bir kolaylık getiriliyor.” dedi.