Uzmanlar, bahar ve yaz aylarında artış gösteren ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yol açabilen kenelerin, çıplak elle dokunmadan eldiven ya da bez yardımıyla sıkmadan vücuttan çıkarılması uyarısında bulundu.
Karabük İl Sağlık Müdürü Ahmet Sarı, AA muhabirine, Orta Karadeniz, İç ve Doğu Anadolu’nun kuzey kesimlerinde sık görülen KKKA’nın özellikle keneler vasıtasıyla bulaşan zoonotik bir hastalık olduğunu anlattı.
KKKA’nın kenelerle direk temas, kenelerin vücuda tutunması, keneyle enfekte olmuş hayvan ya da insanların vücut sıvıları vasıtasıyla bulaşan ciddi bir hastalık olduğunu vurgulayan Sarı, hastalığın Karabük’te de sıkça görüldüğüne dikkati çekti.
Türkiye‘de ilk defa 2003 yılında KKKA’nın tespit edildiğini anımsatan Sarı, şunları kaydetti:
“Özellikle 2008 ve 2009 yıllarında pik yapmış bir hastalıktır. 2009, en çok vaka görülen yıl olmuştur. 2008’de ilimizde 8, 2009’da 5 vefat olmuştur. 2009’dan sonra vaka sayılarında bir azalma meydana gelmekle birlikte 2019’da vaka sayısında bir artış ve ilimizde aynı aileden 2 vefat olmuştur. Geçen yıl 4 vakamız oldu. Bu vakaların hepsi de iyileşti. Bu yıl da şu ana kadar bir vakayla karşılaştık. Bu yıl şu ana kadar 70’e yakın kene tutunması vakasıyla hastanelerimize müracaat oldu. Bir tane hastamız tespit edildi. O hastamızın tedavisi yapıldı ve şifayla taburcu oldu.”
“Aşı geliştirilmediği için korunmaya çok önem verilmeli”
Sarı, KKKA hastalığının spesifik bir tedavisi ve aşısının henüz geliştirilmemiş olması nedeniyle korunmaya çok önem verilmesi gerektiğini vurguladı.
Kene vakalarının yoğun yaşandığı bölgelerde insanların daha dikkatli olmasını isteyen Sarı, hastalıkla ilgili en çok risk grubunda olanların, kene vakalarının yoğun görüldüğü bölgelerde yaşayanlar, hayvancılık ve çiftçilikle uğraşanlar, veteriner hekimler ile sağlık çalışanları olduğunu söyledi.
Sarı, kene vakalarının ilkbahar ve yaz aylarında artış gösterdiğine dikkati çekerek, şu uyarılarda bulundu:
“Özellikle kırsal alanlara çıktığımızda vücudumuzu tamamen örtecek kıyafetler olmalı. Bu kıyafetlerin açık renk olması tercih edilmeli. Özellikle pantolon paçalarını çorap içerisine sokarak vücuda kenenin yapışmasını engellemeliyiz. Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişiler, eve döndüklerinde vücutlarında genel bir kene taraması yapmalılar.
Vücudumuza tutunmuş bir kene gördüğümüzde en kısa sürede çıkarmamız lazım. Keneyi çıkarırken kesinlikle çıplak elle dokunmamak gerekiyor. Eldiven ya da bir bez vasıtasıyla keneyi vücuda en yakın yerinden tutarak, fazla sıkmadan sağa sola hafif hareket ettirerek çıkarmak lazım.”
Keneyi çıkaramayan vatandaşların sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini bildiren Sarı, kolonya dökmenin ya da keneyi çok sıkarak, koparıp çıkarmanın hastalığın bulaş riskini artırdığını vurguladı.
Sarı, kenenin temasla ve zorlanmayla karşı karşıya kaldığında kusarak vücudundaki virüsü insana daha kolay bulaştırdığını kaydetti.
“Klinik bulgular, 1-10 gün arasında ortaya çıkıyor”
Karabük Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nejla Yılmaz Göcen de kene teması sonrası klinik bulguların 1-10 gün arasında ortaya çıktığını anlattı.
En sık görülen klinik bulguların ateş yüksekliği, bulantı, kusma, baş ağrısı, ishal, yaygın vücut ağrısı, halsizlik, kas ve kemik ağrısı olduğunu aktaran Göcen, “Bu bulguları olan hastalarımızın en yakın zamanda hastaneye başvurması gerekiyor. Hayvancılık veya çiftçilikle uğraşan kişilerin kene temasından korunmak için mutlaka vücut bölgelerini açıkta bırakmayacak kıyafet giymeleri, pantolonlarını çoraplarının içine sokma gibi önlemler almaları gerekiyor.” ifadelerini kullandı.