GÜL’DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Gül, Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) ve Türk Kızlayı Karabük Şubesi’yle yürüttükleri “Kan ver, can ver” projesi kapsamında geldiği kentte gazetecilere yaptığı açıklamada, sendika olarak Karabük’e ilk geldiklerinde bir huzursuzluk ortamı olduğunu ve bugün gelinen noktanın çok önemli olduğunu söyledi. 

 KARDEMİR’de yetkili sendika olduktan sonra önemli bir eylem planını hayata geçirdiklerini aktaran Gül, şöyle konuştu:

“Buraya geldiğimizde var olan yanlışları düzeltmek en büyük amacımızdı. Fabrika yönetimiyle yaptığımız ilk iş sözleşmesinde yüzde 42 gibi önemli bir zam aldı. İlk sözleşme sonrası kente ve fabrikaya barış geldi. Bizim için önemli olan toplumsal barıştı. Yetki mücadelesinin ne kadar gereksiz olduğu görüldü. Burada vaatler verenler kenti terk etti gitti. Tüm Türkiye işçi sınıfı ve çalışanları Türk Metal Sendikası’nı istemiyor. Türk işçi sınıfının önüne 12 Eylül askeri rejimiyle önlerine konulmuş sendikayı umut haline getirmeye çalıştılar. Türkiye’nin barından kopan Çelik İş Sendikası çok emin adımlarla ve hızlı adımlarla örgütleniyor.”

İşverenlerde yaptıkları toplu iş sözleşmelerinin endüstriyel ilişkiler noktasında önemli bir yerde olduklarını aktaran Gül, “İşveren ve işçiler tarafından sendikamızın görüşleri çok ciddi olarak değerlendiriliyor. Endüstri ilişkilerde hem işverenin hemde işçinin kazanmasını amaçlayan bir sendikacılık anlayışıyla hareket ederek, bir denge kurduk. Biz çalışanların refahını savunuyoruz. Sendikalar yüksek vergi oranlarına karşı mücadele vermeli. Sendikamız demokratik yapısıyla işveren ve işçilerin güven duyabileceği yani iş yerleri birlikte üretmenin ve paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorlar. Bunun en büyük örneği KARDEMİR’dir. Bizim sendikal anlayışımız bu. Bizim anlayışımız ülkemizde önemli derece de algılandı. Sendikamız dünkü yapıda değil. Artık ülkemizde Çelik İş Sendikası ve çelik işçisi ne diyor ? noktasındayız” ifadesini kullandı.

Türkiye’de 85-90 gibi büyük bir alanın örgütsüz ve sendikasız olduğunu ifade eden Gül, şunları anlattı:

“Sendika ve çalışanların siyasilerden en önemli talep ve beklentileri, vergi oranlarının düşürülmesi kadar da örgütlenmenin önünün açılmasıdır. Bugün örgütlenmek çok zor. Tüm sendikalar ve çalışanlar bu süreçte siyasi partilerden istekleri bu yönde olmalı. Örgütlülüğü artırmalıyız. Örgütlülük artarsa bu ülke de demokrasi de artar ve bahsedilen ileri demokrasiye de geçilir. Örgütlü yapının artmasıyla az kazanan ile çok kazanan arasındaki fark da azalır. Bunu sadece örgütlü bir yapı ile yapabilirsiniz. Sendikalar ne kadar güçlü olursa, o ülkedeki ekonomik yapılar da o kadar güçlü olur. Ne kadar çok demokrasi o kadar büyük ekonomidir. ‘Zenginlik demokrasiyi getirir’ cümlesi yanlıştır. Asıl demokrasi zenginliği getirir. Ülkemizdeki çalışanların bilinçlendiğini görüyorum. Kısa süre de olmayacak ama sendikal örgütlülük artık ciddi anlamda patlayacaktır. Sendikalar ve çalışanlar bunun farkındadır.